İyot Eksikliği ve İyot Eksikliğinin Saptanması
İyot eksikliği dünya çapında en yaygın mikro besin eksiklikleri arasındadır İyot eksikliğine esas
olarak toprak, mahsul veya sudaki düşük iyot seviyelerinden kaynaklanan diyetteki düşük iyot
içeriği neden olmaktadır (Hailu, Wubshet, Waldie ve Tariku, 2016).İyot eksikliği durumlarında;
hipotiroidizm, spontan abortus, guatr, ölü doğum, konjenital anomaliler, artmış perinatal ve
bebek moralitesi, gecikmiş fiziksel büyüme, zihinsel fonksiyon bozukluğu ve kretinizm
görülmektedir (Alexander vd., 2017; Sönmez, 2019).Ayrıca iyot eksikliğine bağlı olarak
enfeksiyonlara karşı direnç azalmaktadır ve çocuklarda okul performansının düşmesine ve
fiziksel gücünün azalmasına neden olmaktadır (Hailu, Wubshet, Waldie ve Tariku, 2016).İyot
replasmanı ile iyot eksikliğine bağlı olarak gelişen bozukluklar kısmen geri
döndürülebilmektedir (Xiao vd., 2017).İyot ile zenginleştirmede en sık kullanılan besin maddesi
tuzdur, bunun haricinde süt, un, ekmek ve şeker zenginleştirmede kullanılabilecek diğer besin
maddeleridir (Hailu, Wubshet, Waldie ve Tariku, 2016; Zimmermann, Gizak, Abbott, Anderson
ve Lazarus, 2015).Tuz iyodizasyonu iyot eksikliğine karşı mücadelede etkili bir yöntem olarak
kabul edilmektedir.Tuz iyodizasyonu yüksek iyot gereksinimi olan gebe kadınlar dahil tüm
popülasyon gruplarında iyot gereksinimini koruyabilmektedir (Tayfur vd., 2015).
İyot Gereksinimi
Günlük iyot gereksinimi yaşa, bazı hastalıklara ve fizyolojik gereksinimlere göre
değişmektedir.Erişkinlerde en az 1μg/kg/gün iyot alınması gerekirken, gebelik ve yenidoğan
döneminde gereksinim daha fazladır.Amerikan Tıp Enstitüsü, günlük diyetle iyot alımının, gebe
olmayan kadınlar ve adolesanlarda 150 µg, gebe ve laktasyondaki kadınlarda ise 200-300 µg
olmasını önermektedir (Alexander vd., 2017).Amerikan Tiroid Derneği (AACE) 150 µg ve
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), tuz iyodizasyonunun yapılamadığı bölgelerde gebe ve
laktasyondaki kadınlara günde 250 µg iyot alınmasını önermektedir.Çocuklarda genel olarak
önerilen iyot alımı 5 yaşa kadar olan çocuklarda 90 μg/gün, 6-12 yaş arası çocuklarda 120
μg/gün ve 12 yaş üstü çocuklarda 150 μg/gün olarak belirlenmiştir (Uzdil ve Özenoğlu, 2015).
TABLO 1: Gebe ve laktasyon dönemi için iyot takviyesi önerileri
Tablo 2: Yaş. gebelik ve laktasyon dönemine göre alınması önerilen iyot miktarı
Yaş grubu Diyetle alınması gereken iyot miktarı ( μg/gün )
0-5 yaş 90
6-12 yaş 120
>12 yaş 150
Gebelik 250
Laktasyon 250
İyot Durumunun Saptanması
İyotun yaklaşık %90’ ının vücuttan atımı idrarla sağlanmaktadır.Üriner iyot konsantrasyonu
(UIC) diyetle iyot alımının doğrudan yansıtılmasını sağlamaktadır ve iyot durumunu
değerlendirmek için dünyada sık olarak kullanmaktadır.(Pearce ve Caldwell, 2016).
Popülasyonlarda UIC için medyan eşikleri tanımlanmıştır.150-249 µg / dL medyan UIC gebe
kadınlarda, 100 µg / dL’ den büyük medyan UIC laktasyon döneminde, yeterli iyot alımını
göstermektedir.Laktasyon dönemindeki kadınlarda diyet gereksinimleri yüksektir ancak
gereksinimlerinin yüksek olmasına rağmen, iyot idrarda kaybolmak yerine anne sütüne bir
miktar salgılanmaktadır.İyotun anne sütüne salgılanması sebebiyle medyan UIC gebelik
döneminin ardından azalmaktadır.Yenidoğan bebeklerde 5.günden itibaren UIC
ölçülebilmektedir.Medyan UIC’nin 100 µg / dL’ den fazla olması 2 yaşın altındaki bebeklerde,
100-199 µg / dL medyan UIC ise okul çağındaki çocuklarda iyot yeterliliğini
göstermektedir.Okul çağındaki çocuklarda medyan UIC’si 100, 50, ve 20 µg / dL’nin altında
olanlar sırasıyla hafif, orta ve şiddetli iyot eksikliği durumunu göstermektedir (Bath ve Rayman,
2017; Pearce, Lazarus, Moreno-Reyes ve Zimmermann, 2016).
IOM AACE WHO
Amerikan Tıp Amerikan Endokrin Dünya Sağlık
Enstitüsü Derneği Örgütü
200-300 μg/gün 250 μg/gün 250 μg/gün
Tablo 3: Üriner iyot konsantrasyonu (UIC) ve iyot durumu
Medyan UIC ( µg / dL) İyot durumu
20 Ağır iyot eksikliği
20-49 Orta iyot eksikliği
50-99 Hafif iyot eksikliği
100-199 Optimal
200-299 İyotla indüklenmiş hipertiroidizm riski
300 Yan etki riski
İyot Eksikliği Prevelansı
Dünya üzerinde 1.9 milyardan fazla insanda iyot eksikliği olduğu tahmin edilmektedir.Bu
nüfusun 285 milyonu okul çağında olan çocuklardır.İyot eksikliği prevelansı Avrupa’da %59.9
ile en yüksek Amerika’da ise %10.1 ile en düşük seviyededir.İyot eksikliği problemlerini
engelleyebilmek için diyetle yeterli olarak iyot alımını sağlamak şarttır (Hailu, Wubshet, Waldie
ve Tariku, 2016; Zimmermann, Gizak, Abbott, Anderson ve Lazarus, 2015).
İyot ve Mental Gelişim
İyot,tiroid bezi tarafından tiroid hormonları olan tiroksin (T4) ve triiyodotironine (T3)
dönüştürülmektedir.Bu hormonlar neredeyse tüm vücut dokularında metabolizma için gereklidir
ancak özellikle beyin gelişiminde çok önemli rolleri vardır (Gowachirapant vd., 2017; Redman,
Rufmann, Fitzgerald ve Skeaff, 2016).İyot eksikliği Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından
önlenebilir olan beyin hasarının bir numaralı sebebi olarak kabul edilmektedir (Abel vd., 2017).
Tiroid hormonlarının intrauterin nörogelişim üzerindeki büyük etkisi, bu etkisini gri madde
oluşturan fetal nöronal hücrelerin göçünü, çoğalmasını ve diferansiyasyonunu, sinaptogenezini
ve miyelinasyonunu düzenleyerek sağlamasıdır (Korevaar vd., 2016). Diyetle iyot alımı yetersiz
olduğu zaman ilk olarak serum tiroid hormonları düşmektedir.Hipofiz bezi düşük olan tiroid
hormonlarının düzeylerini algılamakta ve buna karşılık TSH salgısını arttırmaktadır.Artmış olan
TSH salgısı sırasıyla tiroid hücrelerinin büyümesini, tiroidal iyot alımını ve tiroid hormonlarının
sentezini uyarmaktadır.İyot yetersizliğine yanıt olarak gerçekleşen tiroid büyümesi veya guatr
her yaşta ortaya çıkabilmektedir.Guatr başlangıçta dağınıktır sonrasında nodüler hale
gelmektedir.Şiddetli iyot yetersizliğinde tiroid hormonlarının üretimi düşmekte ve
hipotiroidizme neden olmaktadır.Hem maternal hem de fetal hipotiroidizm gebelikte ciddi iyot
eksikliğinden kaynaklanabilmektedir (Alexander vd., 2017).
Gebelik döneminde yeterli miktarda iyot alan annelerden doğan yenidoğanların almayan
annelere kıyasla ileri yaşlarda bilişsel performanslarının daha yüksek olduğu bilimsel verilerle
kanıtlanmıştır