Kategoriler
Sağlık

Duygusal açlık ve fiziksel açlık arasındaki fark nedir?

1)Duygusal açlık aniden oluşurken fiziksel açlığın basamakları vardır. Duygusal açlıkta aklınızda hiç yemek yokken bir anda aşırı aç hissedebilirsiniz. Fiziksel açlıkta ise ilk başta midenizden sesler gelir ve guruldamaya başlar böylelikle kademeli şekilde açlığınızı hissedersiniz.

2)Duygusal açlıkta belli bir yiyeceğe istek duyulur (genellikle karbonhidrat). Fiziksel açlıkta çok seçici davranmazsınız amaç tokluk sağlamaktır.

3)Duygusal açlıkta acil bir şekilde yemek yemeniz gerektiğini hissedersiniz. Fiziksel açlıkta hemen yemeniz gerekiyor gibi hissetmez uygun olduğunuzda yiyebileceğinizi düşünürsünüz.

4)Duygusal açlık aslında aklınız ve ağzınız tarafından yönetilir. Ağzınızın tüketmek istediği o besini aklınızdan çıkaramazsınız.Fiziksel açlıkta ise açlığınız mideniz tarafından yönetilir, acıktığınız zaman mideniz guruldar ve ağrır.

5)Duygusal açlıkta yiyerek kendinizi iyi hissedip daha sonrasında pişmanlık hissine kapılırsınız bu pişmanlık hissi beraberinde ”artık yemeyeceğim, detoks yapacağım vs.” cümlelerini size kurdurtur ancak tekrardan başa dönersiniz. Fiziksel açlıkta ise pişmanlık hissine kapılmazsınız çünkü yaşamın devamlılığı için beslenmeniz gerektiğinin farkında olursunuz.

6)Duygusal açlık hissi genellikle üzüntülü ve stresli durumlarda ortaya çıkar. Fiziksel açlık ise saatlerce aç kalma durumunda ortaya çıkar.

7)Duygusal açlığın asıl amacı sizi üzen durumları susturmaktır bu sebeple çok tok olsanız bile yemeye devam edebilirsiniz. Fiziksel açlığın asıl amacı ise vücudun enerji gereksinimini sağlamaktır bu sebeple tokluk hissiyatı sağlandığında yemeyi sonlandırabilirsiniz.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Frekansımız ne zaman düşüşe geçer?

Sağlıklı insanın yayınladığı frekans ortalama 62- 78 Hz civarındadır. Hücresel boyutlarda ise 62- 72 MHz (106 Hz) civarında olan frekans aralığı, soğuk algınlığı, grip gibi durumlarda 58 MHz’e kadar düşmektedir. Kanser gibi hastalıklarda ise bu frekans aralığı 42 MHz gibi daha düşük seviyelere inmektedir.
Virüsler, bakteriler ve mantarlar vücudumuza girdiğinde ya da alerjiniz varsa normal frekans hızımız bozulur.
✓ Olumlu düşüncede; 10 mhz yükselir
* Çok yemek, çok uyku, hareketsiz bir yaşam sürmek enerjiyi düşürür.
* Gereksiz olan her şey enerjiyi tüketir. Gereksiz eşyalar, gereksiz kalabalıklar, gereksiz sözler enerji israfıdır. Hayatın her alanında sadeleşmek enerjinin daha verimli kullanılmasını sağlar.
* Radyasyon, kimyasallar, katkı maddeleri, genetiği bozulan gıdaların yanı sıra duygu ve düşünceler de bedenin frekansını bozabiliyor.
* Araştırmalarda olumsuz düşüncelerin insan frekansını 12 MHz kadar düşürdüğü, olumlu düşüncelerin ise, frekansımızı 10 MHz kadar yükselttiği tespit edilmiştir.

Sağlıklı bir insan vücudunun 62-68 MHz’lik bir frekans aralığı olup, hastalık ve rahatsızlıklar bu oran 58 MHz’e düşmektedir.
* Birini ya da bir olayı sürekli düşünmek enerjiyi ona aktarmanıza neden olur. Örneğin, 100 birim enerjiniz olduğunu varsayalım. Eğer bu enerjinin önemli bir bölümünü belki 10 belki 50 birimini o kişiye veya bir olaya aktarıyorsanız sizin enerjinizin de düştüğünü fark edersiniz. Başka bir örnek vermek gerekirse, kilo vermede motivasyon düşüklüğü yaşıyorsanız, stresli bir hayatınız varsa, sınav kaygısı yaşıyorsanız, uykusuzluk çekiyorsanız, alerjik bir bünyeye sahipseniz vb… İşte bu enerjinizi yükseltmek için biorezonans uygulaması tam da size göre bir uygulama.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Diyabetik ayak

Diyabetik ayak, hastaneye başvuruların yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Ayrıca amputasyon ameliyatlarının %50-70’i şeker hastalarına yapılmaktadır. Şeker hastası organını kaybetmişse iki yıl içinde yeniden ameliyat olma riski yüzde 50 olabilmektedir. Şeker hastalarının yüzde 70’inde ayak sorunları ve diyabetik ayak yaraları meydana gelebilmektedir.

Diyabetik Ayak Belirtileri Nelerdir?

Ayak yaraları diyabetli bireylerde ilk belirti olabilir. Ayak yaralarının başlıca nedenleri; kontrolsüz şeker tüketimi, kontrolsüz/bilinçsiz beslenme, kan damarlarının tıkanması ve daralması (diyabetik vaskülopati), sinir hasarı (diyabetik nöropati), yetersiz ayak hijyeni koşulları olarak sıralanabilir. Bacaklarda da ağrı yaşanabilir ve bu ağrının temel nedeni atardamarların daralması, tıkanması ve yürürken bacak kaslarına gerekli kanın gönderilememesidir. Bu durum başlangıçta herhangi bir belirti göstermeyebilir ancak kan damarlarının daralması ve tıkanması arttıkça bacaklarda ağrı hissedilebilir. Bu ağrı zamanla artabilir ve kişi yürürken durup dinlenme ihtiyacı duymaya başlayabilir. Ağrı başlangıçta istirahat ile hafifleyebilir ancak önlem alınmazsa daha sonra istirahat sırasında dahi ortaya çıkabilir. Bu belirtilere ek olarak ayaklarda soğukluk, renk değişikliği, saç dökülmesi, iyileşmeyen yaralar ve ülserler meydana gelebilir.

Diyabetik Ayak Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Diyabetik ayak tedavisi konusunda multidisipliner bir çalışma söz konusudur. Diyabetik ayak problemlerinde, hastada ülser ve gangrenöz yara varsa öncelikle tıbbi tedaviye başlanır (antibiyotik, antikoagülan, kan şekeri kontrolü). Aynı zamanda ortopedi bölümü tarafından hızlı bir temizliğe ihtiyacı varsa debridman işlem gerçekleştirilir. Bu işlemlerin devamında da aynı gün veya bir gün sonra vazokonstriksiyon (damar tıkanıklığı tedavisi) tedavisine başlanır.

Kaynak: Doktor Sitesi

childthemewp.com