Kategoriler
Sağlık

18-65 yaş arası kişilerde disbiyozis, bağırsak geçirgenliğinin ve bazı diyet yaklaşımlarının değerlendirilmesi

Son zamanlarda bağırsakların sağlık üzerinde ki etkileri merak uyandırmaktadır. Bağırsak mikrobiyotası, sağlıklı yaşam ve ağırlıklı kontrolünü sağlamada kişilere yardımcı olduğu yapılan çalışmalar sayesinde bilinmektedir. Bağırsak mikrobiyotasında trilyonlarca yaşayan bakteri ve çeşitleri vardır. Bu bakteriler arasında sağlığa iyi ve kötü gelenler bulunmaktadır. İyi bakterilerin sayılarında düşüş olup kötü bakterilerin sayısında artış gözlemlenmesi kişilerde disbiyozis adı verilen durumu oluşturur. Disbiyozis oluşumu, kişilerde otoimmün bozuklukları meydana getirir. Bozulmuş veya zedelenmiş bağırsak bütünlüğü sonucunda da bağırsak geçirgenliği meydana gelir. Canlı bireylerde bağırsak yüzeylerini kaplayan hücreler birbirilerine çok iyi bir şekilde bağlanırlar ve bu durumda geçilmesi çok zor bir bariyer oluşturmuş olmaktadır. Oluşturulan bu bariyerin, hücre katmanının üzerini mukus adı verilen önemli bir katman kaplamaktadır. Hücre ve mukustan oluşan bu bariyerin görevi ise, bağırsaklarımızla vücudumuz arasında geçiş yapan her şeyi kontrol etmektedir. Bağırsak geçirgenliğinin oluşmasına neden olan etmenler fazlaca antibiyotik kullanımı, besin zehirlenmesi, kronik disbiyozis, sürekli ve fazla alkol tüketimi vb. etmenlerdir. Kişilerde disbiyozis ve bağırsak geçirgenliği durumunu tedavi edebilmek için beslemenin büyük bir önemi vardır. Tedavi açısından iyi gelen besinler arasında kısa zincirli yağ asitleri, glutamin, prebiyotik ve probiyotik içeren yiyecek ve içecekler bulunmaktadır. Bağırsak geçirgenliği olan kişiler için Eliminasyon diyeti, Ketojenik diyeti, FODMAP diyeti ve Akdeniz diyeti yaklaşımlarına bakıldığında hepsinin bağırsak mikrobiyasının üzerinde etkileri mevcuttur.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Kabızlık nedenleri

Vücuttaki biriken toksin, kimyasallar, hormon gibi atıkların uzaklaştırılması için bağırsakların düzenli çalışması gerekir. Bu sistemin düzenli çalışması birçok faktöre bağlıdır. Her gün düzenli olarak tuvalete çıkmıyorsanız kabızlık şikayetinden müzdarip olduğunuzu düşünebilirsiniz

1) Yetersiz sıvı alımı: Günlük sıvı gereksinimi 30-35 ml x kg şeklinde hesaplanır. Gün içinde 5-6 kez idrara çıkmak ve idrar renginin açık olması yeterli sıvı tükettiğimize işarettir. Sıvıyı öğün esnasında değil öğünden hemen önce veya öğünden en az yarım saat sonra tüketmeye özen göstermeliyiz

2) Yetersiz lif tüketimi: Sebze, meyve, kuruyemişler, kurubaklagiller ve tahıllar lif kaynağıdır. Lifler dışkı hacmini arttırır

3) Yetersiz yağ tüketimi: Sağlıklı yağlardan fakir beslendiğimizde de kabızlık sorunu yaşayabiliriz. Zeytinyağı, keten tohumu, kabak çekirdeği, Hindistan cevizi yağı gibi yağlar bağırsak çalışmasını olumlu etkiler

4) Yetersiz fiziksel aktivite: Hareketsiz yaşam kabızlıkla birlikte pek çok sağlık sorununu beraberinde getirir

5) Magnezyum yetersizliği: Bazı kişilerde magnezyum kullanımı bağırsak hareketliliğine iyi gelir

6) Mide asit yetersizliği: Yetersiz mide asidi sindirimin doğru bir şekilde çalışmasını engeller ve kabızlığa sebep olur. En basitinden öğün öncesi limonlu veya elma sirkeli su, zencefil tüketmeyi deneyin

7) Sindirim enzim yetersizliği: Sindirim enzimleri yetersizse besinler düğün parçalanmadığı için bağırsak işlevi düzgün olmaz. Bunun için zencefil, ananas, kivi gibi enzim içeriği yüksek besinler, ana öğünlerde kullanılabilir

8) Safra yetersizliği: Karaciğerden süzülen ilaç, kullanılmayan hormonlar, toksinler ve ağır metaller önce safra içine salınır. Safranın %95’i su ve elektrolitten oluşur. Yeterli sıvı alımı safra üretimi için önemlidir. Turunçgiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, et, kahve, ılık limonlu su, karahindiba gibi besinler safra üretimini ve akışkanlığını arttırır

9) Besin hassasiyetleri: Özellikle fazla miktarda süt tüketimi bazı bireylerde kabızlığa sebep olabilir. Gluten, süt, paketli ürünler ve şekerin elimine edildiği bir diyet işe yarayabilir

10) Hipotiroidi: Tiroidlerin yavaş çalıştığının en yaygın

belirtilerinden biri kabızlık şikayetidir. Kanda tiroid hormonlarının kontrol edilmesi gerekir

11) Stres ve uykusuzluk: Stres ve uykusuzluk, stres hormonlarının

yüksekliği, bağırsak işlevlerini yavaşlatır. Yoga, meditasyon,

doğa yürüyüşü gibi stres azaltıcı yöntemler denenebilir

12) Gebelik: Hormon dengesinin değişmesi, özellikle ilk üç ay içinde

progesteron yükseklikleri kabızlık şikayetlerine sebep olabilir. İlk

5 maddenin uygulanmasına özen göstermek gerekir

13) Bazı besin takviyeleri ve ilaçlar: Bazı demir takviyeleri, kalsiyum

veya antidepresan gibi ilaçlar kabızlığa sebep olabilir

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Ibs, düzensiz bağırsak sendromu nedir?

Halk arasında huysuz bağırsak veya düzensiz bağırsak sendromu diye geçen ibs günümüzde sık rastlanan bir sendromdur. Bu sendrom bireyin beyin-bağırsak arasındaki aksında gerçekleşen bazı işlev bozuklukları sonucunda olabildiği gibi bireyin psikolojik duygu durum bozukluklarının fiziksel olarak sindirim sistemine yansıması sonucu bağırsaklarda meydana gelen fonksiyonel bozulmaları kapsar. Bu fonksiyonel bozukluklar sonucunda hastada ishal ağırlıklı ibs, kabızlık ağırlıklı ibs yada her ikisinin birlikte görüldüğü ibs karışımı olan ibs-m görülebilir. İbs’nin bu tanımları içerisine giremeyen bir türü daha bulunmaktadır. Bu türün adı da tanımlanamamış düzensiz bağırsak sendromudur.

İbs günümüzde alanında uzman hekimler tarafından roma 4 kriterleri uygulanarak tespit edilmektedir. İbs’nin kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre oldukça fazladır. Kadınlarda genelde ergenlik sonrası görülme olasılığı artar. İbs’ye sahip bireylerin fodmap yani eliminasyon diyeti gibi beslenme ilkelerini uygulamaları gerekebilir. Fodmap diyeti içerisinde fermente edilebilir oligosakkarit-disakkarit ve monosakkaritler ve poliolleri barındırır. Bunlar genel olarak sindirime duyarlı olan kısa zincirli karbonhidratlardır. Bu karbonhidratlar ise genel olarak direkt emilmek yerine özellikle bağırsağın içinde bulunan bakterilerin olduğu kısımlara doğru yayılırlar.

Fodmap diyeti yapan hastaların şekerli gıdalar, hazır ve konserve gıdalar, yağ ve tuz oranı yüksek gıdalar, glutenli gıdalar, bazı süt grubunu içeren besinler, baharatlı ve asitli gıdalar gibi bağırsağın sindirimini zorlaştıracak besin gruplarını belirli bir süre hastalığın şiddetine bağlı olarak tamamen/yada seçili olarak tüketmemesi gerekebilir. Yapılan çalışmalar sonucunda fodmap’e ek olarak glutensiz diyet, az/çok lifli beslenme ve d vitamini takviyesi kullanımının ibs hastalarının semptomlarında büyük oranda azalış gösterdiği tespit edilmiştir.

Kaynak: Doktor Sitesi