Kategoriler
Sağlık

Kanserden koruyan beslenme

KANSERDEN KORUNMADA BESLENME

Kanser oluşumunda sigara kullanımından sonra yaşam tarzı faktörleri içinde riski en çok artıran etmenin beslenme olduğunu biliyor muydunuz?

Beslenmeyi ise alkol alımı, obezite ve fiziksel aktivite gibi faktörler takip ediyor ve kanser riskini en çok artıran sebeplerden olduğu kabul ediliyor.

kanserden korunmak için yapılabilecekleri Dünya Kanser Araştırma Fonu/Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü şöyle sıralıyor:

İdeal ağırlık sınırları içinde mümkün olduğunca zayıf olmak,
Meyve, sebze, tam tahıllar ve bakliyatlardan zengin beslenmek,
İşlenmiş et (sucuk, salam, sosis gibi) tüketmemek,
Kırmızı eti az miktarda tüketmek,
Tuz alımını sınırlamak,
Kanserden korunmak için yapılabilecek “sağlıklı bir diyet” müdahaleleridir.

Yapılan her bir “Sağlıklı bir diyet” önerisi kanser riskinde %5 azalma sağlamaktadır.

Besinleri kansere sebep olabilenler ve kanserden koruyucu özellikleri olanlar gibi oldukça geniş bir aralıkta değerlendirebiliriz.

  • Rafine şeker ve glisemik indeksi (bir gıdanın kan şekerini yükseltici etkisi) yüksek besinler kanser riskini artırmaktadır.
  • İşlem görmüş et ürünleri (jambon, sosis, salam, sucuk gibi) tüketimini minimumda tutmak- Mümkünse tüketmemek- kanserden korunmaya yardımcı olur.
  • Tereyağı, içyağı, kuyruk yağı tüketimi kanser riskini artırmaktadır. Bu yağların yerine zeytinyağı, fındık yağı, kolza- kanola yağına ağırlık verilmelidir. Mısırözü, soya, ayçiçeği ve pamuk yağı tüketimi ise mümkün olduğunca sınırlandırılmadır. Kabaca oranlayacak olursak bir birim katı yağ, bir birim herhangi bir sıvı yağ ve 1-1,5 birim zeytinyağı tüketimi idealdir.
  • Omega-3 yağ asitleri direkt tedavi edici etkisinden çok, hastalıktan korunma ve ağrıları dindirici etkisi görülmektedir.
  • Lif içeriği yüksek besinler (sebze, meyve, kepeği ayrılmamış tahıl ve kurubaklagiller vb.) kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilecek çok sayıda fitokimyasal (örn. lignanlar, polifenoller ve terpenler) içerir.
  • A, C, D ve E vitaminleri özellikle kanserden koruyucu etkilere sahip olduğu bilinmektedir.

Önerilen miktar kişiden kişiye değişiklik göstermekle beraber günde en az 5 porsiyon (en az 400 g / gün) sebze ve meyve tüketimi, bunların en az 2,5-3 porsiyonunun sebze, 2-3 porsiyonunun meyve olması önerilmektedir. Sebzelerin kendi içlerinde en az iki porsiyon yeşil yapraklı sebze (ıspanak, brokoli gibi) veya domates gibi diğer sebzeler, meyve ise portakal, limon gibi turunçgiller veya antioksidanlardan zengin meyveler olarak çeşitlendirilmesi önerilir.

Kategoriler
Sağlık

Yaz aylarında beslenme⛱

Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır.📌
Yaz aylarında özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir. Aşırı sıcağın etkisiyle vücudumuz daha çok terlemekte. Bu yüzden su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri de görülebilmektedir.📌
Yaz aylarında özellikle bebek ve çocuklarda ishal görülme sıklığı artmaktadır.📌

Yaz aylarında nasıl beslenilmeli?

•Kahvaltı günün en önemli öğünü olmakla birlikte, bireyi zinde tutma ve psikososyal yönden pozitif yönde etki edeceği unutulmamalıdır. Hafif kahvaltılar tercihiniz olmalıdır.
•Ana öğünlerdeki yemeklerin pişirme yöntemine dikkat edilmelidir.
•Direnç düşüklüğü ve halsizliği ortadan kaldırmak için, vitamin ve mineral içeriği açısından zengin olan meyve ve sebzeler tercih edilmelidir.
•Yaz aylarının vazgeçilmezi olan dondurma, şerbetli ve kakaolu tatlılar yerine tercih edilebilir.
•Posalı, lifli gıdalar tercih edilmelidir.
•Yaşam için elzem olan sıvı tüketiminde artan sıcakların etkisi ile sıvı ihtiyacımız artmaktadır. Günlük sıvı alımına dikkat edilmelidir.

Kategoriler
Sağlık

İnsulin direnci

İnsülin direnci, vücudun insüline yanıt verme yeteneğinin azalmasıdır. Bu durumda, vücutta normalden daha fazla insülin üretir, ancak hücreler insülini kullanamaz. Bu durum, zamanla kan şekeri seviyelerinde yükselmeye ve diyabete neden olabilir. İnsülin direnci hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu makaleyi okuyun.

İnsülin nedir?

İnsülin, pankreas tarafından üretilen bir hormondur. İnsülin, karbonhidratları, yağları ve proteinleri kullanarak enerji üretmek için hücrelere glikoz alımını artırır. Ayrıca, karaciğerde glikoz üretimini azaltarak kan şekeri seviyelerini düzenler.

İnsülin direnci nedir?

İnsülin direnci, hücrelerin insüline yanıt verme yeteneğinin azalmasıdır. Bu durumda, pankreas normalden daha fazla insülin üretir, ancak hücreler insülini kullanamaz. Bu durumda, kan şekeri seviyeleri yükselir. Kan şekeri seviyelerinin yüksek olması, vücuttaki hücrelere zarar verebilir ve zamanla diyabete neden olabilir.

İnsülin direnci nedenleri nelerdir?

  1. Yaş: Yaş ilerledikçe, insülin direnci riski artar.
  2. Obezite: Fazla kilolu veya obez insanlar, insülin direnci geliştirme riski daha yüksektir.
  3. Genetik faktörler: Bazı insanlar, insülin direnci geliştirme riski daha yüksek olan genlere sahiptir.
  4. Sedanter yaşam tarzı: Düzenli egzersiz yapmayanlar, insülin direnci riski daha yüksektir.
  5. Beslenme alışkanlıkları: Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, özellikle yüksek karbonhidratlı ve şekerli yiyecekler tüketmek, insülin direnci riskini artırabilir.

İnsülin direnci belirtileri nelerdir?

İnsülin direnci belirtileri, genellikle diyabet gibi kronik bir hastalık gelişmeden önce fark edilmez. Bununla birlikte, aşağıdaki belirtiler, insülin direnci olan bazı insanlarda görülebilir:

Yorgunluk: İnsülin direnci olan kişiler, enerji düşüklüğü ve yorgunluk hissedebilir.

Kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalar: Kan şekeri seviyeleri yüksek veya düşük olabilir.

İştah artışı: İnsülin direnci olan kişiler, normalden daha fazla yemek yeme isteği hisseder.

Kiloda artış: İnsülin direnci, kilo alma eğilimini artırabilir.

Yüksek tansiyon: İnsülin direnci olan kişiler, yüksek tansiyon riski altındadır.

Cilt problemleri: Insülin direnci olan kişilerde, akne ve koyu renkli cilt lekeleri (akantozis nigrikans) görülebilir.

Yüksek trigliserid seviyeleri: Insülin direnci olan kişilerde, trigliserid seviyeleri yüksek olabilir.

İnsülin direnci teşhisi nasıl konur?

İnsülin direnci teşhisi için kan testleri yapılır. Bu testler, açlık kan şekeri, açlık insülin seviyeleri ve HbA1c (3 aylık ortalama kan şekeri) gibi değerleri ölçer. Ayrıca, bazen glukoz tolerans testi yapılır. Bu testte, kişi önceden belirlenmiş bir miktar glukoz içeren bir içecek içer ve kan şekeri seviyeleri belirli aralıklarla ölçülür.

İnsülin direnci tedavisi nasıl yapılır?

İnsülin direncinin tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve bazen ilaç tedavisi ile yapılır.

Yaşam tarzı değişiklikleri arasında düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve kilo vermek yer alır. Egzersiz, kas hücrelerindeki insülin duyarlılığını artırır ve kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Sağlıklı beslenmek, yüksek lifli gıdalar, proteinler ve sağlıklı yağlar tüketmek ve şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak anlamına gelir. Kilolu veya obez olan insanlar, kilo vererek insülin direncini azaltabilirler.

İlaç tedavisi, insülin direnci olan kişilerde kan şekeri seviyelerini düşürmek için kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında metformin, pioglitazon ve akarboz yer alır.

Sonuç olarak, insülin direnci, vücudun insüline yanıt verme yeteneğinin azalmasıdır ve zamanla diyabete neden olabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve bazen ilaç tedavisi, insülin direncinin yönetilmesine yardımcı olabilir. Erken teşhis ve tedavi, diyabet geliştirme riskini azaltabilir ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek insülin direncinin önlenmesine yardımcı olabilir.

childthemewp.com