Kategoriler
Sağlık

Diyetisyen süheyla subaşı uçar, sivas yöresine ait peskütan çorbasının zayıflama tedavisindeki rolünü açıkladı

Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, Sivas yöresine ait peskütan çorbasının zayıflama tedavisinde kullanılarak kişilerin doymasına katkı sağladığını belirtti.

Sivas’ın eşsiz lezzetlerinden olan peskütan çorbası, halk arasında şifa deposu olarak ünlenmiştir. Uzun süre tok tutma özelliği nedeniyle özellikle Ramazan ayında sıkça tercih edilen bu çorba, sütün ekşitilmesiyle yoğurt kıvamında hazırlanmaktadır. Yazın serinleten, kışın ise içi ısıtan peskütan çorbası, hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirmesi ve lezzetiyle de dikkat çekmektedir.

Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, insanların yemek yemeden zayıflamanın mümkün olmadığını ve kilo kaybında kan şekeri dengesinin önemli bir faktör olduğunu vurgulayarak, peskütan çorbasının dengeli içeriği sayesinde zayıflama sürecine yardımcı olabileceğini açıkladı.

“Tuzlu yoğurt olarak biliniyor”

Diyetisyen Uçar, peskütanın halk arasında genellikle tuzlu yoğurt olarak anıldığını belirterek, “Peskütan, Türkiye’de tuzlu yoğurt olarak bilinir ve Sivas yöresine ait bir üründür. Peskütan yoğurdu ile harika çorbalar ve kahvaltılarda sürmelik soslar hazırlanır. Peskütan yoğurdunu elde etmek için yoğurdu süzüp sarı suyundan arındırıyoruz. Ardından yoğurdu pişirip içerisine kaya tuzu ekleyerek hazırlanıyor. Daha pürüzsüz bir kıvam için keş adı verilen bir besin de ekleniyor. Bu şekilde peskütan yoğurdunu elde ediyoruz ve bu yoğurtla peskütan çorbasını yapıyoruz” dedi.

“Kan şekerini dengeleyip tok tutuyor”
“Diyetisyen Uçar, peskütan çorbasının kan şekerini dengeleyip tok tutma özelliğine dikkat çekerek, “Beslenmede aç kalmak zayıflamaya yardımcı olmaz. Ne yazık ki toplum genellikle az yemeyi vurgular. Oysa gerçekten kilo kaybında önemli olan şey kan şekeri dengesidir. Peskütan çorbası ise içeriği bakımından son derece dengeli bir seçenektir ve kilo verme sürecine katkıda bulunabilir. Nohut, mercimek, yarma ve peskütan gibi içeriklerle zenginleştirilmiş olan bu çorba, kalsiyum, protein ve sağlıklı karbonhidrat kaynakları açısından zengindir. Kısacası, bu çorba gerçekten kan şekerini dengeleyerek insanların tok kalmasına yardımcı olabilir. Sivas yöresine ait olan peskütan çorbası, zayıflamak isteyenlere doygunluk hissi vererek kilo verme süreçlerine destek olabilir” dedi.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Diyabet kalp ve böbrekleri vuruyor!

Türkiye’de ve dünyada en yaygın rastlanan hastalıklar arasında bulunan, halk arasında da çoğunlukla şeker hastalığı olarak da bilinen Diabetes Mellitus, temel olarak kandaki glukoz (şeker) seviyesinin normalin üzerine çıkması durumudur. Bireylerin, bayramda öğünlerinin arttığı ve tatlılar başta olmak üzere, ziyaretlerde ikram edilen yiyeceklerde aşırıya kaçılması diyabet (şeker) hastaları için hayati risk oluşturabiliyor. Diyabetli bireylerin bayramda da günlük yaşamlarında uyguladıkları özel beslenme programlarına devam etmesi gerektiğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Sert, diyabeti hastalarının nasıl beslenmesi ve nelere dikkat etmesi gerektiğiyle alakalı Elips Haber’e özel açıklamalarda bulundu.

“Ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir”

“Fazladan günlük kalori ihtiyacının üstünde kalori ve yağ alımında, vücudunuz kan şekerinde istenmeyen bir yükselme oluşturur” diyen Sert, “Kan şekeri kontrol altına alınmazsa, yüksek kan şekeri seviyesi gibi ciddi problemlere sebep olabilir. Eğer bu durum devam ederse sinir, böbrek ve kalp tahribatı gibi uzun vadeli komplikasyonlara yol açabilir. Sağlıklı besin tercihleri yaparak ve beslenme alışkanlıklarınıza dikkat ederek kan şekeri seviyenizi güvenli bir skalada tutmaya yardımcı olabilirsiniz. Tip 2 diyabeti olan çoğu birey için kilo vermek kan şekerini kontrol etmeye yardımcı olabilir ve bir dizi başka sağlık faydası da sağlar” diye konuştu.

“Yiyeceklerde haşlama ve fırınlama yöntemi seçilmeli”

Diyabet hastalarının beslenmelerine daha çok önem vermesi gerektiğini söyleyen Dyt. Sert, “Yiyecekleri kızartma, kavurma ve fazla yağda pişirmek yerine az yağda, haşlanarak veya fırınlama yöntemi seçilmeli. Kırmızı et tüketimi azaltılmalı; yerine balık veya tavuk tüketilmeli. Lif içeriği yüksek besinler sindirimi geciktirerek, kan şekerinin daha yavaş yükseltirler. Daha fazla lif alımın için sebze ve meyve, tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller tüketilmelidir” ifadelerini kullandı.

“Düzenli yürüyüş ve egzersiz yapılmalı”

Yürüyüş ve egzersiz yapmanın kan şekerini dengelemeye yardımcı olduğunu ve düzenli yürüyüş yapmaya özen gösterilmesi gerektiğine dikkati çeken Sert sözlerini şöyle sürdürdü;

“Beyaz undan yapılan ekmek, makarna, börek; şekerli gıdalar, pirinç ve mısır yerine tam tahıllı ürünler, yulaf tercih edilmelidir. Sebze ve meyve, nohut, mercimek, kuru fasulye gibi kuru baklagiller tüketilmelidir. Çay, kahve şekersiz tüketilmeli. Her kahve ve çay sonrası su tüketilmeli. Ayrıca gün içerisinde yeterli miktarda su tüketilmeli. Bireyin kilosu ile 0.035 sayısı çarpılarak tüketilmesi gereken su miktarı hesaplanabilir”

“4 besin grubundan yeterli miktarda alınmalıdır”

“Kan şekeri dengesi, yeterli ve dengeli beslenmek için 4 besin grubunu içeren tabak oluşturulup her öğün yeterli miktarda tüketilmelidir” ifadelerini kullanan Sert, bu besin gruplarını şöyle sıraladı;

*Süt ve süt ürünleri grubu

*Et-yumurta-kurubaklagiller ile yağlı tohumlar grubu

*Sebze ve meyve grubu

*Ekmek ve tahıllar grubudur.

“3-4 saat aralıklarla beslenilmelidir”

Diyabet hastalarının kan şekerinde dengesizlik oluşmaması için 3-4 saat aralıklarla beslenmesi gerektiğine dikkati çeken Sert, sözlerini şöyle tamamladı;

*Nohut, mercimek, kuru fasulye gibi diyet lifi içeren gıdalar; kan şekerinin kana karışma süresini uzatır, kan şekeri kontrolüne destek olur.

*Balık, çiya tohumu, ceviz, semizotu, keten tohumu gibi omega 3 içeren besinler; şeker hastalığının neden olabileceği kalp ve damar hastalıklarından korunmaya yardımcıdır. Aynı zamanda diyabetli bireylerde inflamasyonu önlemeye yardımcıdır.

*Sebze ve meyveler; vitamin ve mineral, lif ve antioksidan içermeleriyle kan şekerinin dengede olmasına katkıda bulunurlar. Lahana, karalahana, ıspanak, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler; yüksek lif, düşük karbonhidrat içeriği ile kan şekerini dengelemeye yardımcıdır. Erik, armut, elma, çilek, böğürtlen gibi glisemik yük ve indeksi düşük olan meyveler tercih edilmelidir.

*Yoğurt ve kefir gibi süt ürünleri; karbonhidrat içeriği yüksek besinlerle tüketildiğinde şekeri dengelemede yardımcı olurlar. Meyveleri tek tüketmek yerine yoğurt veya kefir ile birleştirmekte fayda var. Tarçın tüketilmesi kan şekerini düşürücü etkiye sahiptir. Çaya, suya eklenebilir. Yoğurda, tatlı tüketildiğinde veya meyvenin üzerine toz tarçın serpilebilir.

*İyi bir antioksidan, zencefil ve zerdeçal; diyabeti önlemeye de yardımcıdır.

*Zeytinyağı, çiğ ceviz, çiğ fındık, çiğ badem gibi çiğ kuru yemişler; insülin direncini azaltır, kan şekerinin dengelenmesine destek olur. Meyvelerle birlikte ara öğün olarak tüketilebilir.

Kaynak: Doktor Sitesi