Kategoriler
Sağlık

Yazın en sık yapılan 3 beslenme hatası

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 diyet18

Yaz aylarında zayıflamak adına diyet yapma ve spora yönelme eğilimlerinde artış görülse de fazla kilolarla başa çıkmak pek de kolay olmuyor. Bunun genellikle beslenme hatalarından kaynaklandığını belirten Uzman Diyetisyen Meltem Tombul, kilo vermeye engel olan 3 önemli hatayı ve çözüm yollarını şöyle anlattı:

1 – Uzayan günler sebebiyle geç saatte yemek yeme alışkanlığı

Vücudun biyolojik bir saati, metabolizmanın da en çok enerji harcadığı ve en düşük enerji harcadığı saatler vardır. Bu bilgilerin bilinmemesi ya da anlık iştah artışlarıyla kontrolsüz ve çok geç saatlerde yemek yenilebilir veya kalorili içecekler tüketilebilir. Maalesef, akşam yemeğinin geç saatlere kalması üstüne de yüksek kalorili yiyecek ve içecek tüketmek adeta fazla kiloya davetiye çıkarır. Hatırlatmak gerekirse fazladan alınan her 7 bin kalori, bize 1 kilo olarak döner.

ÇÖZÜMÜ

Vücudun gönderilen besinleri toplaması ve ilgili noktalara dağıtıma çıkması belirli bir mesai saati gibi düşünülmeli. Bu saat geçtikten sonra vücuda gönderilen besinleri karşılayacak veya onları yakmak için sabah saatlerindeki gibi enerji sahibi olabilecek bir sistem çalışmamaktadır. Vücut bu saat geçtikten sonra tembellik yapmak isteyerek bu besinleri en uygun depo noktasına gönderir. O depo noktası da çoğunlukla alt karın olarak adlandırılır. Fazla kiloların oluşumunu engellemek veya kilo vermek isteniyorsa uykuya geçmeden 4 saat öncesinde yemek faslı kapatılmalıdır. Gün içinde öğünlerinizi düzene sokmak için uyuma ve uyanma saatlerinize göre bir saat sistemi oluşturulup uyku saatinin de 23.30’dan sonra olmamasına özen gösterilmelidir. 3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenme alışkanlığınız varsa öğünler arasında en az 2.5 saat bulunacak şekilde planlama yapabilirsiniz. 2 ana öğünlü beslenme alışkanlığınız varsa 11.00’i geçmeyen bir kahvaltı, 15.00 gibi 2-3 çeşitli (meyve, çiğ kuruyemiş, süt ve süt ürünleri) ve son olarak 19.30’u geçmeyen bir akşam yemeği ile kilo kontrolü sağlayabilirsiniz.

Ulaş Utku Bozdoğan: basliksiz 1

2- Fazla meyve tüketimi

Yaz aylarında çeşitliliği artan meyveleri tüketmek; sıvı ihtiyacımızın karşılanması, vitamin ve mineral dengelerinin sağlanması açısından önemlidir. Ancak her besinde olduğu gibi meyvede de aşırı tüketim fazla kilo olarak geri döner. Günlük yaşamda kaloriyi karbonhidrat, protein ve yağdan alıyoruz. Bu üç gruba dahil olan besinlerin dengeli tüketilmesiyle sağlıklı bir beslenme mümkün olabiliyor. Ancak meyvede karbonhidrat ve meyve şekeri olarak bilinen fruktoz bulunur. Fruktoz hücre içine kan dolaşımındaki şekerin hücreler tarafından alınmasını ve enerji üretimi amacıyla kullanılmasını sağlayan insülin hormonuna gereksinim duymaz. Kanda insülin düzeyimizin artması bize tokluk hissi verir. İnsülin düzeyi artmadığında da tokluk hissi duyulmaz. Bu nedenle sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazı meyve tüketimini önerilse de belli porsiyonlarda tüketilmesi gerekir.

ÇÖZÜMÜ

– Çeşitli meyveleri aynı anda tüketmek istediğinizde seçmiş olduğunuz çeşitlerin porsiyonlarını küçülterek miktarını dengeleyebilirsiniz

Örneğin; 1 porsiyon meyve hakkınızda yalnızca 1 elma yemek yerine, 4 meyve çeşidini aynı anda kullanabilirsiniz: 2-3 yeşil erik + 4-5 adet çilek + 1-2 adet kayısı+ çeyrek elma

– Meyvenin daha fazla tokluk hissi vermesi, kan şekerini aniden yükseltmemesi, hızlı acıkmaya sebep olmaması için yanında mutlaka süt ya da yağlı tohumlar grubundan biri yer almalıdır.

Örneğin; Süt grubu: 1 bardak süt/kefir/ayran veya 4 yemek kaşığı yoğurt

Yağlı tohumlar grubu: 2 tam ceviz içi veya 1 kapalı avuç çiğ dilenen kuruyemiş

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 diyettabak3

3 – Tek tip beslenme modeli

Sıcak havaların gelmesiyle başlayan miskinlik ve mutfakta az zaman geçirme isteğiyle meydana gelen tek tip beslenmede; aynı tür yemek hazırlama ya da öğüne yemek yerine atıştırmalık besinler koyarak geçiştirme en sık yapılan hatalardandır. Özellikle de seçeneği çok fazla olan meyve grubu ile öğünler geçiştirilir. Ancak bir bireyin gün içinde yaptığı öğünlerden hiçbiri tek bir çeşit olarak seçilmemelidir. Yalnızca bir grup besini tüketmek hem sağlıksız hem de tehlikelidir. Tek tip beslenmede seçilen karbonhidrat grubuysa, kan şekerinin hızlıca yükselmesine ve hızlıca acıkmaya sebep olur. Sık sık yeme atağı yaşanır, sofradan kalktıktan 1 saat sonra midede kazınmaları başlar. Sık yemek yeme sonucu artan kilolar bireyde strese sebep olur.

ÇÖZÜMÜ

Gün içinde vücudun ihtiyacı olan enerji alınırken dengeli dağılımlar yaparak tüm besin gruplarından yararlanılmalıdır. Özellikle ana öğün seçimlerinde aşağıdaki gruplardan en az 3 tanesi tabağınızda yer almalıdır; Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, tahıl ve tahıl ürünleri, meyve ve sebze grupları ve yağ/yağlı tohumlar.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Engelli çocuk ve adölesanlarda görülen beslenme sorunlarının antropometrik ölçümler, diyet kalitesi ve beslenme durumları üzerine etkisinin incelenmesi

1.GİRİŞ

Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlığının korunması ve uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerinin vücuduna alınıp kullanılmasıdır. Bu besin ögelerinin vücuda alınıp kullanılmasında gastrointestinal sistem (GIS) rol oynamaktadır. Sindirim sistemi olarak da bilinen gastrointestinal sistem, katı ve sıvı besinlerin ağızdan alınmasından itibaren sindirim kanalında ilerlemesi sırasında su, vitamin ve mineraller ile protein, karbonhidrat ve yağların emilerek kan dolaşımına geçebileceği, vücudun kullanabileceği kadar küçük yapı taşlarına parçalandığı önemli sistemlerden biridir (1). Ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüs sindirim sistemini oluşturan organlardır. Herhangi bir soruna bağlı olarak besin öğeleri vücudun gereksinmesi düzeyinde alınamazsa yeterli enerji oluşamadığı ve vücut dokuları yapılmadığından yetersiz beslenme durumu oluşur. (2). Bu nedenle her yaş döneminde yeterli ve dengeli beslenmek önemli ve özen gösterilmesi gereken bir konudur. Engellilik doğuştan veya sonradan kaza, yaralanma, hastalık gibi sebeplerden ötürü çeşitli zihinsel ya da fiziksel işlevleri yerine getirememe durumudur. Engelliler, zihinsel engelli, işitme ve konuşma engelli, görme engelli, ortopedik engelli ve süreğen engelliler olmak üzere beş gruba ayrılmaktadır. (3) Yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak gelişen malnutrisyon ve obezite sağlıklı çocukların %25-30’unda görülürken, engelli çocukların %30-80’inde görülmektedir. Sağlıklı çocuklarda geçici olan bu beslenme sorunları, engelli çocuklar için ise kalıcıdır (4). İştahsızlık, besin reddi, besin neofobisi, ağrılı yutma gibi sorunlarla daha sık karşılaşan engelli bireylerin besin alımları bu beslenme sorunlarına bağlı olarak olumsuz etkilenebilmektedir. Türkiye Özürlüler Araştırması (2002)’na göre Türkiye’de engelliler, toplam nüfusun %12,29’unu oluşturmakta olup 2010 yılında yürütülen Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması’nda ise engellilerin %21,1’inin 15 yaşından küçük çocuklar olduğu ortaya koyulmuştur (5).

Eğitilebilir zihinsel engelli çocuklarla yapılan bir çalışmada çocukların %43,8’inde beslenme ile ilgili sorun olduğu, %28,1’inin öğün atladığı belirlenmiştir. Beden kitle indeksine (BKI) göre çocukların %50,0’ı normal, %28,1’i zayıf, %21,9’u aşırı kilolu/obez bulunmuştur (6). Görme engelli çocuklarda beslenme durumu, fiziksel aktivite ve diyet kalitesinin değerlendirildiği bir çalışmada; görme engelli erkek çocuklarda sırasıyla günlük kalsiyum (%49,6), posa (%56,8) ve nisain (%73,7) alımlarının, kız çocuklarda ise sırasıyla günlük posa (%54,0), kalsiyum (%57,6) ve enerji (%72,0) alımlarının referans alım düzeylerini karşılama oranlarının düşük olduğu saptanmıştır. Erkek ve kız çocukların günlük diyetle besin ögesi alım düzeylerinin ise Türkiye’ye özgü önerileri karşılama oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın bulunmadığı saptanmıştır (7). Hariprasad ve ark. 41 SP’li çocukta yaptığı araştırmada fiziksel engelin beslenme durumuna etkisini incelemişler ve bu çocuklarda yetersiz beslenmenin sıklıkla görüldüğünü saptamışlardır. Engellilik düzeyi artınca yetersiz beslenme durumunun da artacağını bildirmişlerdir (8). Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların beslenme durumlarının incelendiği bir çalışmada çocukların %36,11’inde konstipasyon, %50’sinde iştahsızlık, %13,88’inde çiğneme problemi ve %13,88’inde gıda alerjisi olduğu saptanmıştır (9).

Literatür taraması sonucunda engelli çocuk ve adölesanlarda çeşitli GIS sorunları yaşandığı ve bu sorunlara bağlı olarak beslenme durumlarının etkilendiği görülmüştür. Ancak çoğunlukla otizm spektrum bozukluğu, serebral palsi gibi spesifik engel durumları üzerine araştırmalar yapılmış; örneklemini 5-18 yaş arası hem fiziksel hem de zihinsel engeli olan bireylerin oluşturduğu araştırmaya rastlanmamıştır. Bu çalışma ile fiziksel ve zihinsel engele sahip bireylerde görülen beslenme sorunları ve bu sorunların kişilerin antropometrik ölçümlerini ve beslenme durumlarını ne yönde etkilediğini incelemek amaçlanmaktadır.

2. MATERYAL VE METOD

2.1. Araştırmanın Genel Planı

Bu araştırma Türkiye genelinde rehabilitasyon merkezine giden/gitmeyen 5-18 yaş arasında farklı düzeylerde ve çeşitlerde fiziksel veya zihinsel engele sahip çocuk ve adölesanların araştırmaya katılmaya istekli ebeveynleri ile yürütülmüştür. Araştırmaya 1967 kişi katılmış olup araştırma öncesinde rehabilitasyon merkezlerinden gerekli izinler ve İstanbul Medipol Üniversitesi girişimsel olmayan etik kurul izni alınmıştır. Çalışmada Helsinki deklarasyonu prensiplerine bağlı kalınmıştır. Araştırmaya katılan tüm çocuklara ve ailelerine araştırmacı diyetisyen tarafından araştırmanın içeriği ve amacı ile ilgili genel bir bilgi verilmiş ve gönüllülük esas alınmıştır. Hazırlanan anket formu çocuğun bakımından sorumlu kişi ile görüşülerek tamamlanmış, yine aynı kişilerden 24 saatlik geriye dönük hatırlatma yöntemi ile çocukların besin tüketim kayıtları alınmıştır.

2.2. Antropometrik Ölçümler

Araştırmaya katılan tüm çocuk ve adölesanların boy-kilo ölçümleri ailelerin verdikleri bilgiler doğrultusunda alınarak beden kütle indeksleri (BKI) hesaplanmıştır. Çocukların beden kütle indeksleri [Vücut ağırlığı (kg)/boy uzunluğu (m)2] denklemi baz alınarak hesaplanmıştır. WHO AnthroPlus kullanılarak boy, kilo ve BKI değerlerinin Z skorları belirlenmiş ve sınıflandırılmıştır. WhoAnthroplus’ta NA ile gösterilen veriler değerlendirmeye alınmamıştır. Yaşa göre boy uzunluğu Z skoru sınıflandırılmasında; <- 3 SD çok kısa (aşırı bodur), <-2 SD kısa (bodur), -1 SD – 2 SD (normal),> 3 SD (uzun). Yaşa göre BKI Z skoru sınıflandırılmasında; <- 3 SD (çok zayıf), <-2 SD (zayıf), <-1 SD- 0 (normal), >1 SD (kilo riski), >2 SD (kilolu), >3 SD (şişman) aralıklarına göre bireylerin z skoru değerlendirmeleri yapılmıştır (10).

2.2. Besin Tüketim Kaydının Alınması ve Beslenme Durumunun Saptanması

Günlük diyet ile alınan enerji ve besin öğeleri miktarlarının saptanması amacı ile araştırmaya katılan çocukların ebeveynlerinden geriye dönük 24 saatlik hatırlatma yöntemi ile besin tüketim kaydı alınmıştır. Besin tüketim kaydı alınırken miktarların doğru saptanmasında ailelere yardımcı olmak amacıyla ‘Yemek ve Besin Fotoğraf Kataloğu-Ölçü ve Miktarlar’ kitabında yer alan görseller ve ölçü miktarlarından faydalanılmıştır (11). Alınan kayıttan elde edilen veriler Beslenme Bilgi Sistemi Paket Programı (BeBis 8.1) kullanılarak analiz edilmiş; enerji ile makro ve mikro besin ögeleri alım miktarları hesaplanmıştır. Değerlendirme yapılırken Türkiye Beslenme Rehberi 2019 (TÜBER-2019) baz alınmıştır (12).

2.4. Diyet Kalitesi (KIDMED)

Araştırmaya katılan ailelere çocukların beslenme alışkanlıklarına yönelik Akdeniz Diyeti Kalite İndeksi” (Mediterranean Diet Quality Index-KIDMED) uygulanmıştır. Bu indeks 0-12 arasında puanlanan ve Akdeniz Tipi besin tüketimi modelinin ilkelerini baz alan 16 maddelik kısa ifadelerden oluşmaktadır. Kişilerden “evet/hayır” olarak cevap vermesi istenmiştir. KIDMED indeksinin içerdiği sorulardan 12’si olumlu, 4’ü olumsuz (6,12,14,16. sorular) sorular olup, olumlu sorulara evet cevabı verenler “+1”, olumsuz sorulara evet cevabı verenler ise “-1” puan almakta ve bu puanların toplanması ile değerlendirilmesi sonucunda 0-12 arasında değişen puanlar elde edilmektedir (13). Elde edilen toplam puana göre diyet kalitesi 3 grup altında; 8 Optimal Akdeniz tipi diyet (yüksek düzey), 4-7: Akdeniz tipi diyet ile uyumlu olabilmesi için diyet kalitesi iyileştirilmeli (orta düzey), ≤ 3: Diyet kalitesi çok düşük (düşük düzey) olarak değerlendirilmektedir.

2.5. İstatiksel Değerlendirme:

Elde edilen verilerin istatistiksel analizi SPSS 26.0 istatistik paketi kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analizinde, tümevarımsal analiz sonucu elde edilen tanımlayıcı analiz kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi; ortalama-standart sapma, frekans-yüzde tablosu şeklinde ve sütun grafikleriyle verilmiştir.

3.BULGULAR

Çocuk ve Adölesanların Genel Bilgilerine İlişkin Bulgular

Çocukların yaş, cinsiyet ve engel durumuna ilişkin bilgiler Tablo 1’de gösterilmiştir. Araştırmaya 924 kız 1043 erkek engelli birey ebeveyni katılmıştır. Fiziksel engele sahip 720 birey, zihinsel engele sahip 1247 birey araştırma örneklemini oluşturmaktadır (Tablo 1.). Çocuk ve adölesanların %96’sı bir eğitim merkezine gitmekte olup %43,8 ‘i 5 yılı aşkın süredir eğitim almaktadır. Bireylerin %10,4’ünün (n: 204) özel durumda olan bir kardeşi vardır. %64,8’ü (n:1258) orta gelirli aileden gelmektedir.

Tablo 1. Yaş grupları ve cinsiyete göre engel durumlarının dağılımı (n: 1967)

5-7 yaş

Kız Erkek

8-10 yaş

Kız Erkek

11-14 yaş

Kız Erkek

15-18 yaş

Kız Erkek

Total

Kız Erkek

Fiziksel Engel

133 141

75 95

81 70

64 61

353 367

Zihinsel Engel

158 237

141 177

179 163

93 110

571 676

924 1043

Okul öncesi, okul çağı ve adölesan bireylerin kilo, boy ve BKI değerleri birlikte değerlendirildiğinde; BKI ortalaması 19,5837 (± 5,1) olarak bulundu. Bireylerin cinsiyete göre boy Z skorları analiz edildiğinde %7’si (n:147) < -3SD, %9,7’si (n:192) -3SD ve -2 SD arasında, %47,4’ü (n:934) -2SD ve 0 arasında, %29’u (n:571) 0 ve +2 SD arasında, %3,7’si (n:74) +2 SD ve +3 SD arasında, %2,4’ü (n: 49)>+3SD bulundu.

Ulaş Utku Bozdoğan: clip image001 Şekil 1. Cinsiyete göre boy z skor sınıflandırması dağılımı (Kişi sayısı-Sınıflama)

Ulaş Utku Bozdoğan: clip image002 Cinsiyete göre BKI Z skorları sınıflaması incelendiğinde; bireylerin %3,2’si (n: 63) < -3 SD, %4’ü (n:79) -3 SD ve -2 SD arasında, %25,6’sı (n: 505) -2 SD ve 0 arasında, %46,7 (n: 920) 0 ve+2 SD arasında %13,6’sı (n: 268) +2SD ve +3 SD arasında, %6,7’si (n: 132)>+3 SD sınıfında yer aldığı saptandı.

Şekil 2. Cinsiyete göre BKI z skoru sınıflandırması dağılımı (Kişi sayısı-Sınıflama)

Çocuk ve Adölesanların Beslenme Alışkanlıklarına İlişkin Bulgular

Araştırmaya katılan ebeveynlerin çocuklarının toplam öğün sayılarına ilişkin verdiği bilgilere göre; engelli bireylerin %24’ü üç veya daha az %76,1’ i üç öğünden daha fazla öğün tükettiği; %37,4’ünün 2 ara öğün yaparken, %14,4’ünün hiç ara öğün yapmadığı saptandı. (Tablo 2.)

Tablo 2. Bireylerin ana öğün ve ara öğün sayılarının dağılımı

Günlük ana öğün sayısı

n

%

1 öğün

21

1,1

2 öğün

519

26,4

3 öğün

1420

72,2

Daha fazla

7

4

Günlük ara öğün sayısı

Hiç

278

14,1

1 öğün

583

29,6

2 öğün

735

37,4

3 öğün

340

17,3

Daha fazla

31

1,6

Toplam öğün sayısı

1 öğün

2

0,1

2 öğün

46

2,3

3 öğün

425

21,6

4 öğün

617

31,4

Daha fazla

877

44,7

Ebeveynlere çeşitli beslenme sorunlarının (yutma güçlüğü, iştahsızlık, besin reddi, besin neofobisi vb.) varlığının çocuklarında olup olmadığı soruldu ve engelli bireylerin %69,7’sinin (n: 1372) bir beslenme sorunuyla karşılaştığı saptandı. En çok görülen beslenme sorunu besin takıntısı/besin seçiciliğidir. (Tablo 3.). Erkeklerin kızlara oranla daha fazla beslenme sorunu yaşadığı görüldü. Zihinsel engelli bireylerin belirtilen tüm beslenme sorunlarını fiziksel engelli bireylere göre daha sık yaşadığı saptandı.

Tablo 3. Beslenme sorunlarının görülme sıklığı

n

%

Beslenme sorunları

Yeme esnasında boğulma

114

5,8

İştahsızlık

451

22,9

Besin reddi

439

22,3

Hızlı yeme alışkanlığı

385

19,6

Aşırı yeme alışkanlığı

291

14,8

Besin neofobisi

303

15,4

Yemeği çıkarma

233

11,8

Besin takıntısı/ besin seçiciliği

624

31,7

Ağrılı yutma

65

3,3

Ağlama krizleri/ öfke nöbeti

147

7,5

Besin çiğnemede zorluk

206

10,5

Bireylerin almış olduğu besin ögelerinin ortalama miktarları incelendiğinde 4-6 yaş grubundaki bireylerin ortalama enerji alımlarının 1121,90 kkal olduğu saptandı. Toplam enerjinin %38,24’ünün karbonhidratlardan, %24’ünün proteinlerden, %38’inin yağlardan geldiği belirlendi. 7-10 yaş grubundaki kız ve erkek bireylerin ortalama enerjileri 1264,29± 462,31 kkal olarak belirlendi. Enerjilerinin %45,50’si karbonhidratlardan, %16,55’i proteinlerden, %37,95’i yağlardan gelmektedir. 11-14 yaş grubundaki bireylerin ortalama enerjileri 1433,85 ± 504,72 kkal olarak bulundu. Alınan enerjinin %45,38’i karbonhidratlardan, %16,35’i proteinlerden, %38,24’ü yağlardan geldiği saptandı. 15-18 yaş grubundaki adölesan bireyler ise ortalama 1452,24±521,79 kkal olarak bulundu. Karbonhidrat, protein ve yağdan gelen enerji yüzdeleri sırasıyla %44,15, %16,67 ve %39,10’dur. Tüketilen su miktarı ortalama 500-1626,41 ml arasında değişmekte olduğu belirlendi. (Tablo 4.).

Tablo 4. Beslenme Sorunu Yaşayan Bireylerin Günlük Enerji Besin Öğeleri Alımı ve su tüketimi ortalama miktarları

Enerji ve Besin Ögeleri

4-6 yaş

7-10 yaş

11-14 yaş

15-18 yaş

Enerji (kkal)

1121,90

1264,29 ± 462,31

1433,85 ± 504,72

1452,24 ± 521,79

CHO (%)

38,24

45,50 ± 10,01

45,38 ±10,53

44,15 ± 10,14

Protein (%)

24

16,55 ± 4,33

16,35 ± 4,21

16,67 ± 4,12

Yağ (%)

38

37,95 ± 8,62

38,24 ± 9,36

39,10 ± 8,89

Lif miktar (g)

8,60

12,43±7,33

15,03 ± 8,42

15,65 ± 8,22

A vitamini (mcg)

549,60

758,19 ± 671,52

846,04 ± 574,09

934,62 ± 824,46

B1 vitamini (mg)

0,5

0,74

0,87 ± 1,20

0,89± 1,45

B2 vitamini (mg)

1,30

1,20

1,23

1,22

B6 vitamini (mg)

0,70

1,90 ± 11,47

2,14±13,70

2,18 ±15,18

B12 vitamini (mcg)

5

5,44 ± 20,79

4,45 ± 12,73

4,34 ± 3,22

Folat (mcg)

172,10

190,41 ± 89,69

224,92 ± 9,81

243,81 ± 120,72

C vitamini (mg)

16,00

66,03 ± 47,82

74,95 ± 48,16

78,91 ± 51,78

Demir (mg)

4,50

7,38 ± 6,61

7,88 ± 3,57

8,63 ± 4,76

Çinko (mg)

10,60

8,07 ± 15,31

8,50 ± 4,42

9,58 ± 7,36

Kalsiyum (mg)

1299,30

647,61 ± 339,45

703,76 ± 351,11

712,09 ± 381,17

Fosfor (mg)

1241,60

849,15 ± 338,89

979,20 ± 479,06

964,63 ± 344,76

Magnezyum (mg)

159,70

191,14 ± 121,76

212,17 ± 85,64

220,83 ± 85,41

Kolesterol (mg)

294,7

272,14 ±165,94

305,54 ±186,01

297,72 ± 196,48

Tüketilen su miktarı (ml)

500

1302,13

1458,10

1626,41

Tablo 4.1. Bireylerin yaş gruplarına göre günlük alması gereken ortalama enerji ve besin ögeleri miktarları (TÜBER-2019)

Enerji ve Besin Ögeleri

4-6 yaş

7-10 yaş

11-14 yaş

15-18 yaş

Enerji (kkal)

1650

1200-1800

1800-2400

2000-2800

CHO (%)

45-60

45-60

45-60

45-60

Protein (%)

10-30

5-20

8-20

9-20

Yağ (%)

25-35

20-35

20-35

20-35

Lif miktar (g)

9-11

15-17,5

19-21

21-25

A vitamini (mcg)

400

300-400

600

650-750

B1 vitamini (mg)

0,6

0,6-0,9

0,9-1,2

1,0-1,2

B2 vitamini (mg)

0,5

0,6-0,9

0,9-1,3

1,0-1,3

B6 vitamini (mg)

0,6

0,6-1,0

1,0-1,3

1,0-1,2

B12 vitamini (mcg)

1,2

1,5-2,5

3,5

4,0

Folat (mcg)

140-200

270

330

C vitamini (mg)

60

30-45

70

90-100

Demir (mg)

10

7-11

11-13

11-13

Çinko (mg)

5

5,5-7,4

10,7

11,9-14,2

Kalsiyum (mg)

800

800

1150

1150

Fosfor (mg)

500

440

640

640

Magnezyum (mg)

130

230-225

250-300

250-300

Kolesterol (mg)

<300

<300

<300

<300

Tüketilen su miktarı (ml)

1650

1600-2000

1900-2500

2000-2500

Beslenme sorunların en az bir veya birkaçını yaşayan ve yaşamayan bireylerin KIDMED skorları kategorize edildiğinde her iki grupta da 4-7 puan kategorisindeki kişi sayısının daha fazla olduğu görüldü. (Tablo 5.).

Tablo 5. Bireylerin cinsiyetine ve beslenme sorunu yaşama durumlarına göre KIDMED skorlarının dağılımı

Beslenme sorunu var Beslenme sorunu yok

KIDMED ≤ 3 4-7 ≥ 8 ≤ 3 4-7 ≥ 8

Kız 117 343 169 35 154 106

Erkek 173 367 203 48 143 109

Total 290 710 372 83 669 215

Beslenme sorununa sahip çocuk ve adölesanların antropometrik ölçümleri incelendiğinde bireylerin %47,9‘unun (n:658) boy Z skoru sınıflandırmasında -2 SD ve 0 sınıfında yer aldığı görüldü. BKI Z skoru sınıflandırmasına bakıldığında ise %43,1’inin (n:592) 0 ve +2 SD sınıfında yer aldığı saptandı (Tablo 6.).

Tablo 6. BKI-Boy Z skoru sınıflandırmasına göre beslenme sorunu yaşayan kişi sayılarının dağılımı

Sınıflama

Boy z skor

BKI z skor

< -3 SD

103

54

-3 SD ve -2 SD arası

147

57

-2 SD ve 0 arası

658

369

0 ve +2 SD arası

375

592

+2 SD ve +3 SD arası

53

190

> + 3 SD

36

110

4.TARTIŞMA

Zihinsel veya fiziksel engelli çocuk ve adölesanların yarıya yakınının beslenme ile ilgili çeşitli sorunlar yaşadığı tespit edilmiştir. Literatür incelemesi yapıldığında fiziksel veya zihinsel engele sahip çocukların beslenme durumlarıyla ilgili çalışmalar az olmakla birlikte; çoğunlukla yaşadıkları sorunların beslenme merkezli sorunlar olduğu görülmektedir (14). OSB’li çocuklarda yemek çeşitliliğinde kısıtlılık olduğu (%47,22, n:17), oral duyusal işlemlemede sıklıkla zorluk yaşadıkları (%63,88, n:23) ve beslenme saatlerinin belli olmadığı (%47,22, n:17) saptandı. İlkokul seviyesindeki engelli çocukların aileleriyle yapılan bir çalışmada; çocukların %38,5 ‘inin yemek seçtiğini, %42,1’in iştahsızlık yaşadığını, %50’sinin sık kabızlık yaşadığını ve %29’unun reflü sorunu yaşadığı aileler tarafından bildirilmiştir (15). Serebral Palsi’li çocukların beslenme durumlarının incelendiği bir çalışmada oral motor disfonksiyonuna sahip olanların (%38,1), olmayanlara kıyasla (%7,1) daha düşük kilolu olduğu bulunmuştur (16). Zihinsel engelli çocuklarla yapılan bir çalışmada; çocukların %73,8’inin enerji alımının yeterli olmadığı saptanmıştır ancak BKI ile enerji alımı arasında bir ilişki bulunamamıştır (17). Otizm spektrum bozukluğuna sahip çocukların yüksek enerji ve yağ içeriğine sahip besinleri çoğunlukla tükettiği, diyet kalitelerinin düşük olduğu ve meyve-sebze tüketiminin az olduğu saptanmıştır (18). Nörodisabilitesi olan çocukların sağlıklı çocuklara oranla yağsız vücut kütlesinin daha düşük çıktığı saptanmıştır (19). Hafif zihinsel geriliği olan yaşları 7-20 arasında değişen 50 öğrenci ile yapılan bir çalışmada küçük yaşlarda düşük tartı sıklığının fazla görüldüğü; adölesanlarda ise obeziteye eğilimin arttığı görülmüştür (20). Zihinsel engelli çocuklarda beslenme ile ilgili öğün atlama, belli gıdalara özellikle şekerli gıdalara aşırı yönelim, aşırı şekerli/asitli içecek tüketimi gibi alışkanlıklar yapılan çalışmalar sonucunda saptanmıştır (21,22). Ayrıca zihinsel engelli çocuklarda öğün atlamanın yaygın olduğu, günlük alınan kalori miktarının da fazla olduğu belirlenmiştir (23). Bu çalışmada da literatürle uyumlu bir biçimde besin seçiciliğinin fazla olmasına bağlı olarak besin tüketim kayıtlarındaki yemek çeşitliliğinin az olduğu; yaş grupları bazında 4-6 yaş, 11-14 yaş ve 15-18 yaş grubundaki bireylerin enerji alımının az, 4-6 yaş 15-18 yaş grubunda karbonhidrattan sağlanan enerjinin az; 7-10 yaş,11-14 yaş grubunda ise karbonhidrat alımının sınırda olduğu bulunmuştur. 5-18 yaş arası tüm bireylerde enerjinin yağdan gelen yüzdesinin önerilenden fazla, tüketilen lif miktarının az olduğu saptanmıştır. Diyetle alınan kolesterol miktarı önerilen miktarlardan fazladır. Büyüme ve gelişme için önemli bir mineral olan kalsiyumun alımları 4-6 yaş grubunda yeterliyken diğer yaş gruplarında düşüktür. Yarıdan fazlasının (%69,7) beslenme sorunu yaşadığı tespit edilmiştir. Bu durumunbesin alımlarında azalmayla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bireylerin çoğunlukla 3 ana 2 ara öğün olmak üzere 5 öğün tükettiği saptanmıştır. Tüketilen su miktarı alınması gereken miktardan düşüktür. Bireylerin çoğunlukla yağ oranı yüksek beslendiği görülmüştür. Antropometrik ölçümler değerlendirildiğinde genel olarak BKI ve boy açısından normal değerler arasında olunduğu saptanmıştır. Her iki grupta da çocuk ve adölesanların büyük çoğunluğunun -2SD ve +2 SD değerleri arasında bulunduğu normal büyüme ve gelişme seyri içinde oldukları belirlenmiştir. Diyet kalitelerinin skorları karşılaştırıldığında yaşanan beslenme sorunları ile KIDMED skorları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Hem beslenme sorunu yaşayan hem de yaşamayan bireylerin büyük çoğunluğu 4-7 puan arasında olup orta düzey diyet kalitesine sahip olduğu görülmüştür.

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Bu çalışma sonucunda engelli bireylerden her beş kişiden üçünde en az bir beslenme sorunu yaşandığı; beslenme örüntülerinde besin çeşitliliğinin az, kolesterolden ve yağdan zengin bir diyetle beslendikleri görülmüştür. Bununla birlikte enerji ortalaması baz alındığında yetersiz enerji aldıkları görülmüştür. Kişiler arasında çok düşük enerjili ve çok yüksek enerjili diyetle beslenen kişiler mevcuttur. Büyük çoğunluğu BKI-boy Z skorlamasında normal aralıklarda bulunsa da özellikle ilgilenilmesi gereken bir grup olduğu için kişiye özgü hareket edilmesi, büyüme-gelişmesi yetersiz olarak saptanan kişilerin düzenli takip edilmesi gerekmektedir. Gerektiğinde diyetisyen/doktor kontrolünde beslenme desteği verilmelidir. Ebeveynlerin eğitim durumu göz önünde bulundurulduğunda bu konu hakkında daha çok bilinçlendirilmeli, ailelere düzenli eğitim verilmelidir. Bakıma ihtiyaç duran ve öz bakım açısından sağlıklı bireylere göre yetersiz olan bu grup için ileride sahip olabileceği çeşitli kronik hastalık riskine karşın dengeli ve düzenli beslenmesi özellikle önem taşımaktadır. Çocuk ve adölesan grubunun gelecek nesli oluşturacak bireyler olması sebebiyle; bu grupta erken aşamalarda önlem alınması toplum sağlığına katkıda bulunacaktır.

KAYNAKÇA

  1. Akbulut G., Çiftçi H., Yıldız E. Sindirim Sistemi Hastalıkları ve Beslenme Tedavisi Hacettepe Üniversitesi- Beslenme ve Diyetetik Bölümü HSGM
  2. Ünsal, A. (2019). Beslenmenin Önemi ve Temel Besin Öğeleri. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2 (3) , 1-10 .
  3. Arslan, Y., Şahin, H. M., Gülnar, U. & Şahbudak, M. (2014). Görme Engellilerin Toplumsal Hayatta Yaşadıkları Zorluklar (Batman Merkez Örneği). Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, 4 (2), 1-14.
  4. Garipağaoğlu M. Engelli çocuklarda beslenme, II. Ulusal Sosyal Pediatri Kongresi; 7-11 Kasım, 2012; İstanbul.
  5. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı. Türkiye Özürlüler Araştırması, Ankara, 2002 https://kutuphane.tuik.gov.tr/pdf/0014899.pdf (Erişim: 19.12.2021)
  6. Özbaş, S., Uskun, E., Küçüksoku, B., Hocaoğlu, Ü., Akalın, S., Özbaş, H. Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Besin Tüketim Kayıtlarına Göre Beslenme Durumları. Akademik Gıda 16(2) (2018) 192-196, DOI: 10.24323/akademik-gida.449854
  7. Ilgaz, F., Aksan, A., & Özcebe, H. (2016). Assesment Of Nutritional Status, Physical Activity And Diet Quality Of Vısually Disabled Children. Food and Health, 2(2), 90-103.
  8. Hariprasad PG, Elizabeth KE, Valamparampil MJ, et al. Multiple nutritional deficiencies in cerebral palsy compounding physical and functional impairments. Indian J, Palliat Care. 2017;23(4):387-92
  9. Kars, S., Abaoğlu, H., Huri, M. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuklarda Beslenme Aktivitesinin İncelenmesi. H.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi Cilt: 6, Sayı: 3, 2019.
  10. World Health Organization “Child Growth Standarts”, Erişim: 21 Aralık 2021, https://www.who.int/tools/child-growth-standards
  11. Şahingöz SA., Özgen L., Yalçın E. Akdeniz Diyet Kalitesi Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenilirlik Çalışması. Prodeedings Book of 5th International Eurisian Congress on Natural Nutrition, Healthy Life & Sport, 02-06 October 2019. Ankara- Turkey
  12. “Türkiye Beslenme Rehberi TÜBER 2015”, “T.C. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 1031,

Ankara 2019.”

  1. Erol E, Ersoy G, Pulur A, Özdemir G, Bektaş Y. Evaluation of the Mediterranean Diet Quality Index (KIDMED) in adolescents in Turkey. Journal of Human Sciences 2010;7(1):647-664.
  2. Nogay, N.H. (2013). Nutritional status in mentally disabled children and adolescents: A study from Western Turkey. Pakistan Journal of Medical Sciences, 29(2), 614-618
  3. Kabasakal, E., Özcebe, H., & Arslan, U. E. (2020). Eating disorders and needs of disabled children at primary school. Child: care, health and development, 46(5), 637–643.
  4. Melunovic, M., Hadzagic-Catibusic, F., Bilalovic, V., Rahmanovic, S., & Dizdar, (2017). Anthropometric Parameters of Nutritional Status in Children with Cerebral Palsy. Materia socio-medica, 29(1), 68–72.
  5. Pelizzo, G., Calcaterra, V., Carlini, V., Fusillo, M., Manuelli, M., Klersy, C., Pasqua, N., Luka, E., Albertini, R., De Amici, M., & Cena, H. (2017). Nutritional status and metabolic profile in neurologically impaired pediatric surgical patients. Journal of pediatric endocrinology & metabolism : JPEM, 30(3), 289–300.
  6. Plaza-Diaz, J., Flores-Rojas, K., Torre-Aguilar, M. J., Gomez-Fernández, A. R., Martín-Borreguero, P., Perez-Navero, J. L., Gil, A., & Gil-Campos, M. (2021). Dietary Patterns, Eating Behavior, and Nutrient Intakes of Spanish Preschool Children with Autism Spectrum Disorders. Nutrients, 13(10), 3551.
  7. Batra, A., & Beattie, R. M. (2020). Recognising malnutrition in children with neurodisability. Clinical nutrition (Edinburgh, Scotland), 39(2), 327–330.
  8. Özer I, Öner D, Sevim H, Karaağaç AT, Mollaoğlu B, Abbasoğlu K, Kavurmacı D. Hafif zihinsel geriliği olan çocuklarda genel sağlık durumu değerlendirmesi. ADÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2003;4(1):9-12.
  9. Marshall, D., McConkey, R., Moore, G. (2003). Obesity in people with intellectual disabilities: the impact of nurse-led health screenings and health promotion activities. The Journal of Advanced Nursing, 41(2), 147-53.
  10. Girli, A., Öztürk Özgönenel, S., Yıldırım Sarı, H., Ardahan, E. (2016). Otizmi olan çocukların beslenme durumunun değerlendirilmesi. Çocuk ve Medeniyet, 1, 87-99.
  11. Ersoy, P., Uskun, E. (2012). Zihinsel Engelli Çocukların Beslenme Sorunlarının Belirlenmesi. 15. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Bursa, Türkiye, Kongre Kitabı: 1195-1197.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Ramazanda nasıl beslenmeliyiz ?

SAHURDA NASIL BESLENMELİYİZ ?

Mutlaka sahura kalkılmalı, sahur öğünü atlanmamalıdır.
 Sahur öğününde ağır yemekler değil, hafif yiyecekler tercih etmelisiniz. Yumurta, peynir, süt, yoğurt, ayran, tam tahıllı ekmek gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı şeklinde veya çorba, zeytinyağlı yemek ,yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün de tercih edebilirsiniz.
 Diğer bir alternatif olarak bol yeşilliklerden oluşan 1-2 adet de haşlanmış yumurta ekleyerek kahvaltı salatası hazırlayabilirsiniz. Üzerine tokluk sağlayıcı özelliğinden faydalanmak için 1 tatlı kaşığı çörek otu veya keten tohumu ekleyebilirsiniz. Çörek otunu yoğurt , peynir ve yumurtanıza da ekleyebilirsiniz.
 Ekmek tercihini beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmeklerden yana kullanmanızda fayda vardır. Ertesi gün daha uzun süre tokluk sağlar.
 Eğer ekmek tüketmek istemiyorsanız 2 adet kepekli grissini veya 2 adet wasa veya 1 adet kepekli etimek tüketebilirsiniz.
 Diyet lifi eklenmiş kahvaltılık gevrekler, yulaf veya granolalar midede şiştikçe uzun süre tokluk sağlar , sahur menünüzde tercih edebileceğiniz güzel bir alternatiftir.

 Sahurda zeytin, zeytin ezmesi yerine yağlı tohum kaynaklarından ceviz, çiğ badem, fındık tercih edebilirsiniz.
 Günlük 3 litre su tüketimini tamamlamak adına sahurda 1 litre su tüketmeniz de faydalı olucaktır. Kalan 2 litre su mutlaka iftarla birlikte yatana kadar tamamlanmalıdır.
 Sahura kalkamıyorsanız yatmadan önce alternatif olarak 1 bardak kefir (süt veya ayran da olabilir) 2 adet kuru kayısı (veya hurma) ve 2 tam ceviz tüketebilirsiniz.

İFTARDA NASIL BESLENMELİYİZ ?

 Uzun süren açlık sonrası düşen kan şekerinizin ardından iftarı 1-2 adet hurma ile açmanız kan şekerinizi dengelemek adına faydalı olucaktır.
 Çorba ile devam edilerek 10-15 dk ara verilmelidir ki olası mide rahatsızlıklarının önüne geçebilmek için.
 Ana yemekte az yağlı et yemeği, etli-tavuklu sebze yemekleri, zeytinyağlı yemekler ve yanında salata tercih edilmelidir.
 Kan şekerini hızla yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı, kızarmış patates yerine bulgur pilavı, kepekli makarna, kepekli ekmek vb glisemik indeksi düşük karbonhidratları tercih etmelisiniz.
 Pide tüketmek isteyenler 1 avuç içi kadar tüketebilirler ama haftada 3-4 kereden fazla tüketmemenizi öneriririm.
 İftarda aşırı şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar (güllaç,muhallebi,sütlaç vb.) veya meyve kompostosu tercih edilmelidir.
 Çeşitten uzak yalın sofralar kurun ve porsiyon kontrolüne özen gösterin.
 İftar sonrası yatana kadar metabolizmanızın yavaşlamaması için en az 2 ara öğün yapmakta fayda vardır.
 İftar sonrası yatana kadar 2-2,5 litre su tüketmeye özen gösterilmelidir. Bununla birlikte 2 fincan bitki çayı içmenizde fayda vardır.
 Beslenme düzenindeki değişiklikler ve yetersiz sıvı tüketimiyle birlikte kabızlık oluşabilir.
 Kabızlığı önlemek için ; 1 kuru incir, 2 kuru kayısı, 2 kuru erik, 1 çay bardağı su kaynatılır. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve keten tohumu eklenerek blenderdan geçirilir.

KALP, DİYABET VE TANSİYON HASTALARI DİKKAT !!

 Akut veya kronik hastalıklara sahip olan insanlar oruç ibadetinden muaf sayılırken bazı bireyler yine de oruç tutmayı isteyebiliyorlar.

 Oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka hekiminize danışmalısınız, ilaçlarınızın programını iftar ve sahurda alınacak şekilde hekiminizle birlikte yapmalısınız.
 Hekimine danışarak, hekim kontrolünde oruç tutacak olan bireyler beslenmeyle ilgili bazı hususlara çok dikkat etmelidirler.

Diyabet Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir ?

 İftar ve sahur arasında az ama sık sık yeme ilkesini uygulayın. Sahur ve iftarda iki ana öğün , iftardan sonra 1-1,5 saat arayla 2 ara öğün yapın.
 Yumurta, süt, tuzsuz peynir gibi düşük glisemik indeksi olan ve tokluk hissi veren , kan şekerinin düşmesini engelleyen gıdalar tüketin.
 Pide, makarna, pilav, beyaz ekmek gibi kan şekerini hızlı yükselten besinleri tüketmekten KAÇININ.
 İftarınızı 2 adet hurma veya kayısıyla açabilirsiniz. Devamında çorba gibi hafif bir yemek sonrası 10-15 dakika ara vererek ana yemeğe geçebilirsiniz.
 Hipoglisemik indeksi düşük, yani kan şekerini hızlı yükseltmeyen sebze yemekleri tercih edilmelidir. Bunlar; brokoli, kereviz, karnabahar, bezelye, mercimek, nohut, kuru fasulye, fasulye, barbunya ve diğer baklagiller, basmati pirinç, tam buğday makarna, tam buğday erişte, bulgur, yağsız protein kaynakları, et, süt, yumurta, balık gibi besinleri tercih edebilirler.
 Diyabet hastalığının en çok zarar verdiği organlardan biri de böbrektir. Böbrekleri korumak için iftar ve sahur arasında saatlere yayarak 2-2,5 litre su tüketilmelidir.
 Yemek sırasında ve yemeğin hemen üzerine su içmeyin. Tercihem yemekten önce veya yemekten 1 saat sonra su tüketin.
 Şerbetli tatlılardan kaçının, canınız çok tatlı istediğinde sütlü tatlılar tercih edin (sütlaç, güllaç, muhallebi gibi). Haftada en fazla iki gün sütlü tatlı tüketin.
 Kurubaklagilleri sofranızdan eksik etmeyin. Protein içeren besinler midede daha uzun süre kaldığından uzun süreli tokluk sağlar.
 Sofranızda mutlaka salatalara yer verin.
 Yemeklerde daha az yağ ve tuz kullanın.

Kalp Hastaları ve Yüksek tansiyon Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?

 Sahur yapmak çok önemlidir, mutlaka sahur yapılmalıdır.

 Oruç tutabilecek yüksek tansiyon hastaları için su tüketimi çok çok daha önemlidir. Bazı tansiyon ilaçlarının idrar söktürücü olması bu ilaçların vücuttan sıvı atarak tansiyon kontrolü sağladığı için oruç ile birlikte sıvı kayıpları daha yüksek olmaktadır. Bu yüzden 2,5-3 litre su tüketmelerinde fayda vardır.
 Gün içerisinde ara ara tansiyonlarını ölçmeliler ve kontrol altında tutmalıdırlar.
 Yüksek tansiyon hastalarında günlük tuz alımı 4 gramı geçmeyecek şekilde kısıtlanmalıdır.
 Sahur ve iftarda iki ana öğün , iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla iki ara öğün yapmalıdırlar.
 Ara öğünlerde 1-2 meyve, az miktarda tuzsuz badem, fındık, ceviz gibi kuru yemişler veya şekersiz meyve kompostosu tercih edilmeli
 Sosis, salam, pastırma, turşu, tuzlu peynir, tuzlu zeytin gibi tuzlu gıdalara yer vermeden tuz oranı düşük sebze, kurubaklagil ve protein ağırlıklı beslenmeleri uygun olacaktır.
 Şerbetli tatlılar yerine, sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi gibi) veya meyveli tatlılar tercih edilmelidir.

Kaynak: Doktor Sitesi