Kategoriler
Sağlık

Diyet yaparken dikkat edilecekler

Diyet programları sırasında dikkat edilmesi gereken 2 önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki diyetin sürekli olması ve tercih edilen besin kalitesidir. Diğer önemli husus ise diyetin tek başına değil, Beslenme ve Diyet Uzmanı eşliğinde gerçekleşmesidir.

Diyeti devamlı bir biçimde uygulamaya kararlı olan kişilerin, seçimlerinde sağlıklı ve uzun süre tokluk sağlayan doğal gıdaları tüketmeye özen göstermeleri gerekmektedir. Kısa süreli açlık şikayetlerini ortadan kaldıran diyetler hem kan şekeri dengenizi bozmakta hem de vitamin seviyelerinde düşüşlere neden olmaktadır. Uzmanlar bu gibi durumların oluşmaması için diyet yapan bireylere belirli gıdaları, düzenli ve zamanında tüketmelerini tavsiye etmekte, sporu yaşamlarının bir parçası olarak belirlemeleri konusunda önerilerde bulunmaktadır.

Diyet Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Ana öğünleri düzenli tüketmeye devam edin: Yapacağınız diyetin içeriği ne olursa olsun, sabah-öğle ve akşam yemek yemekten vazgeçmeyin. Kahvaltınız ve öğle yemeğiniz sizi akşam öğününüzü atlayabilecek kadar doyuruyorsa akşam öğününde çorba, salata ya da yoğurt gibi hafif gıdalarla beslenebilirsiniz.

Yağlı ve gazlı gıdaları tüketmeyin: Yağlı yiyeceklerin vücuda sağladığı enerji miktarı çok yüksektir. Özellikle akşam saatlerinde yiyeceğiniz gıdaların hafif ya da az yağlı özellikte olmasına özen gösterin. Öğünlerinizin yağ içeriğinin sağlıklı ( zeytinyağı, ceviz, avokado, badem gibi) yağlardan oluşmasına özen gösterin. Gazlı içecekleri tüketmek yerine ayran, kefir ya da sade soda tüketin.

Hareketlerinizi kısıtlamayın: Düzenli bir diyetin altın anahtarları arasında spor da yer almaktadır. Yürüyüş ve beden hareketleri gün içinde harcadığınız enerjiye katkı sağlamaktadır. Günlük hareketlerinizi artırmakla başlayabilirsiniz. Ofis ortamında sürekli oturmak yerine fırsat buldukça yürümeyi, günlük yaşantınızda yürüyen merdiven ve asansör kullanımınızı azaltmayı tercih etmelisiniz.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Milyonlar bu hastalığın pençesinde! çok tehlikeli!

Halk sağlığını tehdit eden Yeni Tip Koronavirüs ( Kovid -19) ile mücadele tüm hızıyla devam ederken giderek artan hareketsiz yaşam tarzı ise başka sorunlara davetiye çıkarıyor. Bulaşıcı hastalıklardan daha tehlikeli olan bu durum ” oturma hastalığı ” olarak da nitelendiriliyor. Kişiler oturmayı zararsız gibi görse de rakamlar tehlikeyi açıkça ortaya koyuyor. Dünyada her yıl 3,2 milyon kişi, fiziksel hareketsizlik nedeniyle yaşamını yitirirken pandemi sürecinin de etkisiyle bir insanın her gün ortalama 12 saatini oturarak geçirdiği gözlemleniyor.Çağımızın en büyük sorunları arasında yer alan ‘Hareketsiz yaşam tarzı ’ başta Yüksek tasiyon olmak üzere birçok fiziksel ve psikolojik sorunun da temelinde yer alıyor. Salgın sürecinde ise değişen hayat tarzımız bu durumu daha tehlikeli boyutlara getirdi. Nitekim virüsten dolayı daha çok evlerde vakit geçirirken oturma sürelerimiz de arttı. Bu da aslında bu tarz sorunları yaşayanları tanımlamak için kullanılan oturma hastalığının daha çok yaygınlaşmasına neden oldu.Tıp dilinde ‘Oturma Hastalığının olmadığının bunun günde 8 saatten fazla oturan hareketsiz kalan kişileri tanımlamak için kullanılan bir terim olduğunu vurgulayan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nurten Küçükçakır, oturma süresi üzerine yapılan araştırmalar, gün içinde gerekli miktarda egzersiz yapsanız bile, gün boyunca uzun süre hareketsiz kalmanın hastalık riskinizi artırabileceğini gösteriyor. 7’den 70’e herkesi etkileyen bu durum pandemi sürecinde daha çok arttı diyebiliriz.Bulaşıcı hastalıklardandaha tehlikeli olan bu yaşam tarzı önlenebilir ölüm nedenleri arasında yer alırken kişinin yaşam kalitesini de önemli derecede etkiliyor. Çünkü başta yüksek tansiyon olmak üzere, kalp, kanser, diyabet gibi birçok sorun da beraberinde geliyor. O yüzden mümkün olduğunca evde dahi olsak hareket şart ” dedi.

SAĞLIKSIZ BESLENMEYE DİKKAT!

Bu durumun obezite gibi birçok sağlık sorununu da tetiklediğini belirten Diyetisyen Gülşah Bozkurt, “Uzun süre hareketsiz kalındığında bağışıklık sistemi de düşüyor. Bu hastalıklardan korunmak ve bağışıklığımızı kuvvetlendirmek adına genel beslenme alışkanlıkları olarak; paketli gıdalardan uzak durmak, sebze-meyve tüketimini arttırmak, haftada bir iki kere mutlaka balık yemek, günde en az 2 litre su tüketimine özen göstermek, şeker ve tuz tüketimini en minimuma indirmek gerekmektedir. Beslenme şeklimizin sağlıklı bir hal alması ile beraber aşırı kilo ve obeziteyle birlikte gelişen kronik hastalıklar büyük ölçüde önlenebilmektedir. Bu noktada bireylerin doğru bilgiye ulaşması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR BİRBİRİYLE BAĞLANTILI

Hareketsiz yaşam tarzı sadece fiziki rahatsızlıkları değil depresyon, anksiyete, stres, uykusuzluk ve bilişsel problemleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Psikolog Merve Güleç ise şöyle konuştu:

“Fiziksel ve psikolojik hastalıkların birbirleriyle bağlantılı olmaları oldukça dikkat çekicidir. Psikolojik rahatsızlık yaşayan bir insanda fiziksel bir hastalığın tetiklenme ihtimali çok yüksek iken fiziksel rahatsızlığı olan bireylerde de psikolojik problemlerle karşılaşmak çok olasıdır. Depresyon ise kronik bedensel hastalıklarla en sık görülen ruhsal bozukluktur. Yaşam boyu yaygınlığı erkeklerde yüzde 5-12, kadınlarda yüzde 10-25 olarak bulunmuştur. Depresyonun en temel belirtilerinden birisi ise enerji kaybıdır. Kişilerin genelde halsizlik, enerjisizlik ve yorgunluk yakınmaları vardır. Depresyon kişilerin zindeliğini etkilediği gibi, kişilerin işlevselliğini bozar ve sorumluluklarını yerine getirmesini engeller. Kişiler bu süreci uzun süreli yaşıyorsa muhakkak bir uzmandan destek almalıdır. Aynı zamanda depresyon tedavisinde psikoterapinin yanında fiziksel aktivite de etkili olabilecek bir alternatiftir. Fiziksel aktivite depresyon gelişimini önlemek ve depresif belirtileri azaltmak için tercih edilebilir. Fiziksel aktivitenin stresi azaltma, dikkati arttırma ve bilişsel problemlerde iyileştirici etkisi de göz ardı edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki; bedenimizi iterken, zihnimizi geliştiririz. Bilincimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi değiştirmek ve geliştirmek; irademizi ve kendi kaderimizi tayin etmek için harekete geçmeliyiz.”

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Ödem✨

Ödem, sıvı dengesini sağlayan mekanizmalardaki bozulma sonucu vücutta aşırı miktarda sıvı toplanmasına verilen isimdir.
Ödem atmanın ve şişkinlikten kurtulmanın en önemli kuralı yeterli su içmek.
Yeterli su içmek aynı zamanda vücudumuzun toksinlerden arınmasına yardımcı oluyor.

Sıvıyla beraber mineral kaybını da önlemek için günde 1-2 şişe maden suyu tüketebilirsiniz. Su ihtiyacınızı meyve ve sebzeden karşılamayı ihmal etmeyin.

Probiyotiklerden yoğurt ve kefir ödem atmak için iyi bir seçenek olabilir. Bağırsak sağlığınız için günlük beslenme planınızda destekleyici probiyotik besinlere yer vermeyi unutmayın. Ara öğünlerinizde de probiyotik yoğurt veya kefir tercih edebilirsiniz.

Kiraz, ananas, kayısı, salatalıkve maydanoz gibi besinlerin içeriğindeki yüksek su, vücuttaki ödemi azaltmaya yardımcı olur.

Günlük sıvı tüketiminize bitki çaylarını dahil edin. Maydanoz, zencefil, rezene, ekinezya gibi bitkiler ödem atmanıza destek olur.

Ödem Şikayetinizi Azaltmaya Yardımcı Tarifler ✨

Detoks suyu 🍵
500 ml su, 10 dal maydanoz, bir limon suyu, fındık kadar zencefil, 1 çay kaşığı zerdeçal, 5 dal dereotu, 1 salatalık, taze nane, 2 kaşık yoğurt. Blenderden geçirip afiyetle içelim.

Ödem atııran smoothie tarifi 🥤

-1 su bardağı kefir veya 4 yemek kaşığı probiyotik yoğurt
-2 dilim ananas
-1 avuç maydanoz
-1 çay kaşığı zerdeçal

Bütün malzemeleri blender’dan geçirin ve afiyetle tüketebilirsiniz.

Ödem atmaya yardımcı salata✨ 🥗

½ demet maydanoz
3 yemek kaşığı mercimek
½ demet nane
½ demet dereotu
¼ nar
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
½ limon suyu

Maydanoz, nane ve dereotu iyice yıkanır, ince ince doğranır. Üzerine ¼ nar ve 3 yemek kaşığı haşlanmış mercimek eklenir. Daha sonra 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve ½ limon suyu ekleyerek tüketebilirsiniz.

Ödem atan zencefilli çay✨
1,5 litre suya; 1/2 demet maydanoz, 1 elma, 1limon, 1 çay kaşığı toz zencefil, 2-3 adet karanfil ve tarçın ekleyin. Kaynatıp süzün. İster soğuk ister sıcak içebilirsiniz.

28h

Kaynak: Doktor Sitesi

childthemewp.com