Kategoriler
Sağlık

Bir küçük diyet meselesi

BİR KÜÇÜK DİYET MESELESİ

Diyet denilince hemen bir kısıtlama, diyetisyen denilince besin polisi canlanıyor
kafamızda. Biri diyete başlıyorsa başucunda yasaklı besinlerin listesi hazır vaziyette, bir de
besinlere kilo aldıran, zayıflatan, sağlıksız, iyi, kötü besin gibi etiketleri de yapıştırdıysak
artık beslenmeyle olan ilişkimiz bozulmaya başlayabilir.
Yasaklı besinlerimizin olduğu bir durumda besinin zihnimizdeki cazibesini
arttırıyoruz. Size “Bir dakika boyunca beyaz bir ayı düşünmeyin.” desem en az bir kere bile
düşünmeden yapabilir misiniz? Aynı şekilde beslenmede de bir besini yememeliyim, yasak
diye kendimize dayatmaya çalıştığımızda gün boyu o yasak besini düşünmek, bir sonraki
öğüne kadar geçen süreyi zor geçirmek ve eninde sonunda kendimizi o besine saldırırken
bulmak kaçınılmaz hale geliyor. Hâlbuki neleri yasaklayacağımıza değil neleri
ekleyeceğimize odaklansak nasıl olur? Mesela meyve sebze tüketimimizin yetersiz olduğunu
düşünüyorsak nasıl arttırabileceğimizin yollarını arasak, su tüketimimiz az ise yeterli seviyeye
nasıl getirebileceğimiz kısmına kafa yorsak nasıl olur? Beslenmede tüm besin gruplarına yer
vermek ve mümkün olduğunca besin çeşitliliğini sağlamak önemli olduğu için öğünlerimizi
nasıl daha çeşitli hale getirebilirim gibi düşünceler bir nebze bakış açımızı değiştirmemize
fayda sağlayacaktır.
Diyet, Arapçada bedel ödemek anlamında kullanılırken Latince karşılığı sağlığı
korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, yaşam tarzıdır. Yaşam tarzı
bu noktada anahtar görevi görüyor. Diyet, bedel ödemek ya da başlanıp bırakılan bir süreç
değil yaşam tarzımızı oluşturan genel beslenme alışkanlıklarımızdır. Bir diyetin yaşam tarzı
haline gelmesi sürdürülebilir olmasından geçer. Beslenme düzeninizde değiştireceğiniz
herhangi bir davranışta “Bunu hayatım boyunca sürdürebilir miyim?” diye kendinize mutlaka
sorun. Vereceğiniz cevap ise evet olmalı. Çünkü ancak o zaman davranış değişiklikleriniz
alışkanlığa dönüşüp yaşam tarzınız haline gelebilir.
Sürdürülebilir beslenme düzeninde her besine yer verilebilir. Çünkü beslenme büyük
resme odaklanır. Genelde nasıl beslendiğimiz önemli. Ara sıra tatlı, hamur işi, fast food
yediğimizde diyet bozulmuş olmuyor. Sağlıklı beslenirken bu besinlere kaçamak demeye
başlıyoruz. O halde kaçmak istediğimiz bir beslenmeyi neden takip ediyoruz? Battı balık yan
gider düşüncesiyle o tüketimi sürekli hale getirmediğimiz sürece problem yok. Hedefimiz
hiçbir zaman tamamen şekersiz, karbonhidratsız, yağsız beslenmek değil. Halk arasında
yaygın olarak düşünülenin aksine besinlerin kilo aldıran, kilo verdiren, iyi veya kötü gibi
özellikleri yoktur. Kötü besin diye etiketlediğimiz bir besin yediğimizde kötü bir şey yapmış
olmuyoruz. Ardından bunu telafi edici bir davranış da yapmamız gerekmiyor. Besinlere bu
etiketleri veren bizleriz. Eğer bir sınıflandırma yapmak istiyorsak besleyici ve daha az
besleyici besinler olarak sınıflandırabiliriz. Fakat bilimsel olarak bu kadar net şekilde bir
sınıflandırma bulunmamaktadır. Besinler nötrdür. Paracelsus’un da dediği gibi zehir ile ilacı
ayıran dozudur. Yaşamın devamı için elzem olan su bile aşırı tüketiminde zehir olabilir.
Önemli olan besinin tüketim sıklığı ve miktarıdır. Her bireyin ihtiyaçları farklı olduğu için
tüketim sıklığı ve miktarı ise bireysel farklılıkları içerir.

En ufak bir araştırmada karşınıza onlarca diyet türü çıkabilir. Aralıklı oruç, Dukan,
detoks, Alkali diyet vb. Hangisinin en sağlıklı olduğu konusu kafanızı karıştırabilir. Bu
konuda bilimsel olmaksızın herkesin bir fikri mevcut ve maalesef bilgi kirliliğine çok açık bir
alan. En iyi diyet sen diyetidir diyebiliriz. Sen diyeti; beslenme alışkanlarınıza, bireysel
özelliklerinize, sağlık durumunuza, yaşam tarzınıza uygun sadece size özel olan diyettir. Her
birimizin parmak izi nasıl kendimize has ise beslenme ihtiyaçlarımız da aynı şekilde parmak
izimiz kadar biricik. Her şeyden önce şunları sorgulayın; diyetiniz size özel mi planlandı,
hayatınız boyunca sürdürebilir misiniz, bütçenize, yaşam tarzınıza, sağlık durumunuza göre
mi planlandı? En önemlisi ise kim planladı? Diyeti sadece diyetisyen planlar. Bu nedenle
sorgulamanız gerekenler arasında bir diğer önceliğiniz diyetinizi planlamış olan kişinin
diyetisyen olup olmadığı olmalı.
“Hocam iyi, güzel anlatıyorsunuz. Ama biz çoğu zaman bunları bilsek de
uygulayamıyoruz.” diyenleri duyar gibiyim. Bazen bilgi uygulamayı getirmez. O zaman
kendinize güçlü bir sebep bulunuz. Kendimden örnek vereyim. Ailemde diyabet hastalığı var
ve genetik bir yatkınlığım olabilir. Bana iyi gelen şekilde kendimi beslemediğimde hastalık
riskim artabilir. Hastalık risklerini azaltmayı seçiyorum.
Siz de içinizden tekrar edin. “Bana iyi gelen besinleri seçebilirim ve kendimi besleyici
besinlerle besleyebilirim.”
Bir de yemek yerken fişinizi çekin. Dikkatinizi dağıtan unsurları mümkün olduğunca
kaldırın. Fonda hafif bir müzik olabilir belki. Yemeğin kokusu, görüntüsü, dokusu ile
duyularınızı uyarın ve farkındalığınızı besine verin. Hazır olduğunuzda besini kutsayarak
yiyebilirsiniz. Afiyet olsun.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Light gıdalar zayıflatır mı?

Light gıda dendiğinde enerji içeriği açısından daha az kalori içeren ürünler akla geliyor. Uzmanlar bu ürünlerin yağ ve şeker içeriğinin diğer gıdalara göre düşük olması gerektiğine dikkat çekiyor. Uzman Diyetisyen Meltem Tombul, light gıdalarla ilgili merak edilenleri, yapılan diyet hataları kapsamında şöyle açıkladı:

Ulaş Utku Bozdoğan: basliksiz 3

Uzman Diyetisyen Meltem Tombul

AZ YİYİNCE ÇOK KİLO VERİLECEĞİNE İNANMAK

Çok düşük kalorili diyetleri uygulamak sağlıksızdır. Yetersiz enerji alımı nedeniyle metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Tüm vücut fonksiyonlarının çalışması için besinler yakıt gibi kullanılır, yakıtını kestiğiniz vücuttan alacağınız sonuçlar da sizi yarı yolda bırakır. Az yemek yediğinizde günlük karbonhidrat, protein ve yağ ihtiyacı tamamlanmaz böylece tartıda görülen eksi değerlerin çoğu maalesef kas kaybıdır. Kas grubunu yağı yakacak çalışanlar gibi düşünecek olursak, kaybettikçe yağ yakım elemanlarının sayısının azaldığını unutmayın.

Advertisement: 0:32

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 diyet 11

Diyet ürünleri tüketmek

Kilo verme/sağlıklı beslenme kararı alındığında yapılan hataların başında diyet ürünlerini (light gıdalar) kullanmak gelir. Oldukça fazla çeşidi olan diyet gıdalar gerçekten zayıflamamıza yardımcı oluyor mu? “Hayır”. Diyet adı altında birçok ürün, aslında sağlıksız bir sürü madde içerir. Bu ürünlere invert şeker grubu yani şeker yerine glikoz şurubu, elma suyu konsantresi, yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi sağlığımızı tehdit eden ve birçok kronik hastalık riskini artıran maddeler eklenir. Bu ürünleri diyet olduğunu düşündüğümüz için çok daha fazla tüketiyoruz. Oysa ürünlerin içine eklenen bu maddeler, vücutta insülin hormonunun daha fazla salgılanmasını sağlayarak (yeterli ve dengeli bir öğün olmadığı için) sık sık acıkmamıza neden oluyor. Bu durumda hem karnımız doymuyor hem de lezzet konusunda tatmin olmuyoruz.

Örneğin: 1 paket (50 gr) diyet bisküvi yerine 6 yemek kaşığı etli sebze yemeği+1 dilim ekmek veya 1 bardak bitki çayı ile 1 adet domatesli, peynirli tost (2 ince dilim tam buğday ekmeği+2 parmak kalınlığı peynir + domates) tüketilebilir.

Öte yandan bitkisel olduğu ve hızlı zayıflattığı iddia edilen bazı zayıflatma ürünlerinden de kesinlikle uzak durulmalıdır.

Akşam 18:00 19:00’dan sonra bir şey yememek

Önemli olan tüm günün beslenme düzenidir. Bireyin yaşam tarzı, mesleği (gece çalışan meslek grubu olabilir) vb. bilinmeden beslenme saatlerine dair keskin cümleler kullanılması doğru değildir.

Sabah aç karnına sirkeli su içmek

Sabah aç karna içilen suya sirke ilave ettiğinizde sirkenin asit oranı yüksek olduğu için midenin Ph seviyesini bozar. Mide huzursuzluğu ve ağrısı başlatabilir. Tek başına hiçbir besin, sıvı veya karışım fazla yağlarınızdan kurtulmanıza destek olmaz. Fazla yemek kaçırdıktan sonraki günü aç geçirmek. Kaçamak yaptığınızda kendinizi aç bırakmak yerine; tabaktaki protein miktarını normalden biraz fazla tutup, lifli besinlere yer verip, bol hareket edip, bol su içerek fazlalıklar vücuda yer etmeden çıkarmaya çalışılmalıdır.

Kilo verirken yağları kasa dönüştürür diye egzersiz yapmamak

Yağ kasa, kas da yağa dönüşmez. Kas vücutta bulunan bir dokudur. Yağ ise bir maddedir. Yağlar yakılabilir, kaslar büyütülebilir. Beslenme ve egzersiz bu yolda kardeş gibidir. Biri yorulduğunda diğeri onun yükünü taşır, ikisini aynı anda devreye soktuğunuzda ise istediniz sonuçlar gelir. Kilo verirken sağlık durumunuz ve fazla kilonuzun izin verdiği ölçüde vücudunuzu zorlamadan bir aktivite mutlaka yapmalısınız.

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 diyet 40

Ekmeği kesmek

Çoğu insan kilo vermek için harekete geçtiğinde önce ekmeği hayatından çıkartmayı çözüm olarak görüyor. İşte tam da bu nedenle emek sarf edilip verilen kilolar yetersiz ve dengesiz beslenme ile kaybedildiği için kısa sürede geri alınıyor. Oysa hiç ekmek yememek günlük enerjimizin parçası olan karbonhidratları almanızın da önüne geçtiği için sağlıksız beslenmenize sebep olur.

Karbonhidratlar 2 gruba ayrılır;

BASİT: Kan şekerini çabuk yükseltir, tok tutmaz, kilo verirken istenilen grup değildir.

KOMPLEKS: Tok tutar, lif oranı yüksektir, sindirimi destekler ve sağlıklı karbonhidrat kısmıdır, sağlıklı olan bu grubun tüketimi desteklenir. Ekmeği kesme kısmında doğru olan; basit olarak bilinen grupta yer olan beyaz ekmek ve beyaz unla yapılan ürünleri hayatınızdan çıkarmanızdır. Beyaz ekmeğin yerine de sağlıklı grupta olan kompleks karbonhidrat grubundaki lif oranı daha yüksek olup tokluk veren tam tahıllı, tam buğday gibi ekmek türleri dahil etmektir.

Yağdan uzak durmak

Uygulanan tamamen yağsız diyetler, yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E ve K) emilimini engeller; bu vitaminlerin eksikliği ise bazı hastalıklara neden olur. Hormon metabolizmasının düzeninin bozulmaması için mutlaka belirli miktarda yağın tüketilmesi gerekir. Aynı zamanda yağ, tokluk sağlayan en önemli besin öğelerinden biridir. Dolayısıyla hiç yağ içermeyen bir diyette, günlük enerjinin sağlanması için çok daha fazla yemek gerekir. Özellikle omega 3 (balık, ceviz, keten tohumu), omega 6 (ayçiçek yağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlar) ve omega 9 (zeytinyağı) sağlıklı beslenme programında dengeli bir şekilde mutlaka yer almalıdır.

Şok diyetler uygulamak

Tek çeşit beslenmeye dayalı, çeşitli kürler içeren ve çok düşük kalorili diye her yerde gördüğümüz sağlıksız diyetleri uygulamak bedenimize verdiğimiz en büyük zararlardan biridir. Bu diyetlerde hızla kaybettiğimiz kilo, su ve kastan gider. Yani kilo verdiğimizi düşünüyoruz ancak bedenimiz bundan olumsuz etkilenir. Verilen birkaç kilo da aynı hızla geri alınır. Bu nedenle ağırlık kaybı programlarında, yağ dokularının azalması hedeflenmeli. Çünkü yağlardan veremediğimiz her kilo bedenimize geri dönmeye mahkum olur.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Kilo duraksaması (plato dönemi)

Diyet yapmaya başladınız, her şey gayet yolunda ve güzel gidiyor. Bir gün tartıya çıkıyoruz ve görüyoruz ki kilomuz durmuş. Bir süre sonra tekrar bakıyor ve görüyoruz ki kilomuzda hala oynama yok ve paniğe kapılıyourz. Peki problem ne?

Plato dönemine girmiş olabilirsiniz. Diğer bir deyişle, diyet başında oluşan gelişimin yavaşlaması, duraksaması dönemi.Öncelikle şunu unutmamalıyız ki diyetin ilerleyen süreçlerinde azalan vücut yağı miktarına bağlı olarak haftalık-aylık verilen kilonun da azalması normal bir durumdur. Bu durumu plato dönemine girme olarak nitelendirmemiz doğru değildir.

Neden tartıda fark göremeyebiliriz?

– Kişinin kabızlık problemi yaşıyor olması.

– Uzun yolculuğa bağlı olarak hareketsiz kalmak.

– Alkol aldıktan sonraki gün tartılmak.

– Suyu az içmek, çok tuzlu şeyler tüketmek.

– Yağ kaybıyla birlikte kas artışının olması.

– Başlangıçta çok disiplinli ilerlerken hedefe yaklaştıkça kaçamakların artması.

Neler yapabiliriz?

  • Besin tüketim kaydı tutarak günlük besin-su tüketiminizi gözden geçirebilirsiniz.
  • Uzun zamandır aynı beslenme programı içerisindeyseniz değişiklik yapabilirsiniz. (Öğün saatlerini değiştirmek gibi.)
  • Fiziksel aktiviteyi arttırabilirsiniz.
  • Yaşam tarzınızı gözden geçirebilirsiniz. (Uyku süresi,stres, depresyon durumu

Unutmamalıyız ki, diyette kilo vermenin yavaşlaması aşılabilir bir durumdur. Diyet uzun soluklu bir amratondur. Ve sadece hedef tartı sonucuna ulaşmak değil; sağlıklı-sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimsemektir.

Kaynak: Doktor Sitesi