Kategoriler
Sağlık

Ketojenik diyet

Ketojenik Diyet tedavi edici olarak doğru alanlarda uygulandığında sonuçlar muhteşem oluyor. Özellikle bazı alanlarda hızlı tedavi yöntemi olabiliyor. 2020 yılında yapılan bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ancak öncesinde; ketojenik diyeti popüler diyet olarak kabul edip her alanda kullanılması, sağlık profesyonel desteği olmadan uygulanması, ya da birey için tedavi edici olup olmadığına bakılmadan ezbere uygulanması faydadan çok zarar verici olabilir.

Gelelim 2020 yılında yapılan çalışmamıza;

🍀Bu çalışma; polikistik over sendromu (PCOS) tanısı almış kilolu kadınlarda ketojenik diyetin etkilerine bakılmış.

🍀14 gönüllü kadının katıldığı bu çalışmada enerji ortalaması 1600kkal olan düşük karbonhidratlı diyet 12 hafta süreyle yapılmış.

🍀Diyet öncesi ve sonrası

Antropometrik ölçüm olarak

🌻Vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, visseral yağ dokusu, yağsız vücut dokusuna,

Kan değerlerinde ise

🌻 Açlık kan şekeri, insülin, insülin direnci (Homa-Ir), Kan yağları, total ve serbest testosteron, LH, FSH, Östrodiol, progesteron, SHBG hormonların bakılmıştır.

✔️Sonuç:

🌼Vücut ağırlığı, BKI, vücut yağ dokusu, visseral yağ dokusu, açlık kan şekeri, insülin düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı şekilde azalmanın olduğu buna bağlı olarak HOMA-IR değerinin de iyileştiğini belirlenmiştir.

🌼Kan yağ düzeyleri anlamlı şekilde iyileşirken, FSH/LH, total LH ve serbest testosteron düzeylerinde anlamlı şekilde azalma gözlenmiştir.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Zayıflama diyetleri ve kalori hesabı

Zayıflama Diyetleri ve Kalori Hesabı

Zayıflama diyetleri, besinlerle aldığımız enerjinin harcadığımız enerjiden daha düşük olması kuralına dayanır. Aslında “calorie in/calorie out” prensibine dayanan kalori kısıtlaması uygulamasıdır. ⚖️
Peki, bu teorik bilgi pratikte ne kadar geçerli? Kalori hesabına dayanan diyetler yapmak neden göründüğü gibi basit, uygulanabilir ve mantıklı değil? Telefonumuza indirdiğimiz uygulamalar üzerinden beslenmemizi takip ederek, sadece kalori gözettiğimiz diyetler yaparak neden bir yere varamıyoruz? 🧐
Nedenlerini şu şekilde sıralayalım:
1. Her gün kalori açığı yarattığımız bir beslenme rutini oluşturmak sanıldığı kadar kolay değildir. Müthiş bir azim, hırs ve irade gerektirir. Kişiyi psikolojik, sosyolojik ve mental olarak oldukça yorabilir.
2. Vücut metabolizması her günü eksi kaloriyle bitirdiğimizi fark ederek vücudu “savaş/kıtlık” durumundaymış gibi değerlendirir ve metabolizma hızı düşmeye başlar. Bu “savaşta” galip gelmek için gitgide daha düşük kalorili beslenmek zorunda kalırsınız (gerçeklikten uzak) 🥴
3. Farz edelim ki iradeniz güçlü oldukça azimlisiniz ve kısa sürede çok kilo verdiniz!! Fakat bu kilo sıvı ve kaslardan gitti. Yağlar hala bizimle. Uygulanan bu diyet aksatıldıkça, taviz verildikçe kilolar hızlıca yeniden alınmaya başlandı ve vücut yağ kütlesi düşmediği için kıyafetler hala dar gelmeye devam edecek ve görüntümüzde anlamlı bir değişim olmayacak.
4. Kalori hesabı sanıldığı kadar basit ve yüzeysel değil çünkü her kalori eşit değil.

“Her kalori eşit değil” konusunu biraz detaylandıralım.

Karbonhidrat, protein ve yağların sindirimleri, verdiği doygunluk hissi ve süresi, içerdikleri enerjinin metabolize ediliş biçimleri birbirinden oldukça farklıdır.
En bilinen örnek ise; glikoz ve fruktoz arasındaki fark. Temelde ikisi de şeker olup, metabolik yolları aynı değildir. Yapılan çalışmalara göre fruktoz ağırlıklı öğün sonrası acıkma hissinin daha çabuk oluştuğu ve fruktoz ağırlıklı beslenmenin genel sağlık durumuna olumsuz etkileri olduğu görülüyor.
Diğer bir örnek; proteinlerin kalori hesabına dahil edilmesi mantıklı değildir. Çünkü proteinlerin sindirimi sonucu oluşan aminoasitler pek enerji amaçlı kullanılmaz. Vücutta hormon ve hücre sentezi gibi birçok hayati görevi vardır ve metabolizmada yapım faaliyetleri için gereklidir.

Sonuç olarak;

✔️ Her kalori eşit değildir.
✔️ Öğünlerin içeriğini sadece kalori hesabı yaparak belirlemek doğru değildir.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Karbon ayak izinizi azaltmak için 9 beslenme önerisi

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini bir nebze de olsun azaltmak için birçok kişi elinden geleni yapmaya çalışıyor. Küresel ısınmanın etkilerini tamamen ortan kaldırmak mümkün olmasa da etkilerini azaltmak bizim elimde. Bu etkileri azaltmak adına karbon ayak izimizi mümkün olduğu kadar düşürmeye çalışabiliriz.

Karbon ayak izimizi düşürmek sadece daha az araç kullanmak, elektrik kullanımını azaltmakla sınırlandırılmamalıdır. Giydiğimiz kıyafetlerden yediğimiz besinlere kadar birçok süre karbon ayak izi ile ilgilidir.

Karbon ayak izini azaltmanın birçok yöntemi olsa da bu yazıda size bunun beslenme ile ilgili bölümünden bahsedeceğim.

  1. Besin İsrafına Son Verin

Besin israfı, sera gazı emisyonuna önemli ölçüde katkıda bulunur. Bunun nedeni, atılan yiyeceklerin çöplüklerde ayrışması ve özellikle güçlü bir sera gazı olan metan salmasıdır.

100 yıllık bir süre içinde metanın küresel ısınma üzerinde karbondioksitten 34 kat daha fazla etkiye sahip olduğu tahmin edilmektedir. Şu anda gezegendeki her insanın ortalama olarak yılda 194-389 kg besini israf ettiği tahmin edilmektedir.

Besin israfını azaltmak, karbon ayak izinizi azaltmanın en kolay yollarından biridir. Öğünleri önceden planlamak, kalan yemekleri saklamak ve yalnızca ihtiyacınız olanı satın almak, yiyecek tasarrufunda alınabilecek önlemlerdendir.

  1. Plastik Kullanımını Sınırlandırın

Plastik kullanımını azaltmak, çevre dostu bir yaşam tarzına geçişin önemli bir parçasıdır.

Plastik ambalajlar, torbalar ve saklama kapları; tüketiciler ve gıda endüstrisi tarafından yiyecekleri paketlemek, nakletmek, depolamak ve taşımak için yaygın olarak kullanılmaktadır.

Tek kullanımlık plastikler, sera gazı emisyonlarını arttırmaktadır. Bu nedenle kullanımı azaltılmalı hatta tamamiyle bırakılmalıdır.

Daha az plastik kullanmak için;

  • Taze ürünler satın alırken plastik poşetler ve plastik ambalajlar kullanmak yerine kağıt veya kumaş ürünler tercih edilebilir.
  • Alışverişe çıkarken kendi plastik poşet yerine kendi kumaş/kağıt çantanızı kullanabilirsiniz.
  • Plastik su şişelerinin yerine yeniden kullanılabilecek cam ürünler tercih edilebilir.
  • Yiyecekleri cam kaplarda saklayabiirsiniz.
  • Genellikle strafor veya plastikle paketlendiğinden, daha az paketli yiyecek satın almaya çalışabilirsiniz.
  1. Et tüketimini Azaltabilirsiniz

Yapılan araştırmalar, et tüketimini sınırlanmanın karbon ayak izinizi azaltmanın en iyi yollarından biri olduğunu göstermektedir.

16.800 Amerikalı üzerinde yapılan bir çalışmada, en fazla sera gazı salan diyetlerin; sığır eti, dana eti, domuz eti ve diğer geviş getiren hayvanlardan elde edilen etleri içerenler olduğunu göstermiştir.

Bu durumun nedenini ise; hayvancılık üretiminden kaynaklanan emisyonların dünyanın insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının %14,5’ini temsil etmesinden ötürüdür.

Et yemeklerinizi günde bir öğünle sınırlandırmayı, haftada bir gün et yememeyi veya vejetaryen/vegan yaşam tarzlarını deneyebilirsiniz.

  1. Bitkisel Protein Kaynaklarına Yönelebilirsiniz

Daha fazla bitkisel protein tüketmek, sera gazı emisyonlarınızı önemli ölçüde azaltır.

Yapılan bir çalışmada düşük sera gazı emisyonuna sahip kişilerin hayvansal protein yerine daha fazla oranda yağlı tohumlar ve bitkisel bazlı protein tükettikleri görülmüştür.

55.504 kişiyle yapılan bir araştırma, günde ortalama 50-100 gram et tüketen kişilerin günde ortalama 100 gramdan fazla tüketenlere göre önemli ölçüde daha düşük karbon ayak izine sahip olduğunu bildirmiştir.

Bir porsiyon et yaklaşık 85 gramdır. Her gün düzenli olarak kuru baklagillerden, yağlı tohumlardan, bitkisel kaynaklı proteinlerden tüketmek karbon ayak izinizi düşürmeye yardımcı olacaktır.

  1. Süt Ürünlerini Azaltabilirsiniz

Süt ve süt ürünlerini azaltmak, karbon ayak izinizi azaltmanın başka bir yoludur.

2.101 Hollandalı yetişkin üzerinde yapılan bir çalışma, süt ürünlerinin bireysel sera gazı emisyonlarına, hayvansal kaynaklı etin ardından en büyük katkıyı yapan ürün olduğunu ortaya koymuştur.

Peynir üretiminde çok fazla süt kullanıldığı için, et, yumurta, tavuk gibi hayvansal ürünlerden daha fazla oranda sera gazı emisyonu ile ilgilidir.

Daha az peynir tüketebilir ve hayvansal süt yerine bitkisel sütler tercih edebilirsiniz.

  1. Lif Tüketiminizi Arttırın

Beslenme düzeninizdeki lif miktarını arttırmanın birçok sağlık yararı olmasının yanında, karbon ayak izinizi de düşürmeye yardımcıdır.

16.800 Amerikalı üzerinde yapılan bir araştırma, sera gazı emisyonlarının en düşük olduğu diyetlerin lif açısından zengin bitkisel gıdalardan yüksek, doymuş yağ ve sodyumdan düşük olduğunu bildirmiştir.

Lif oranı yüksek besinler tok kalmanıza yardımcı olduğu gibi, ağır karbon yükü olan besinlerin alımını da sınırlandırır.

Ayrıca daha fazla lif tüketimi sindirim sağlığını geliştirir, bağırsakta bulunan yararlı bakterileri besler, kilo vermeye yardımcı olur, kalp damar hastalıklarına ve diyabete karşı koruyucudur.

  1. Kendi Ürününüzü Yetiştirebilirsiniz

Kendi ürünlerinizi yetiştirmek, stresin azalması, beslenme kalitesinin artması ve duygusal olarak daha iyi hissetmekle ilişkilendirilmiştir.

Büyüklüğünden bağımsız olarak herhangi bir şey yetiştirmek karbon ayak izini azaltmada etkilidir. Bunun nedeni ise, meyve ve sebze yetiştirmenin plastik ambalaj kullanımını ve uzun mesafelerde taşınan ürünlere bağımlılığınızı azaltmasındandır.

Organik tarım yöntemleri uygulamak, yağmur suyunu geri dönüştürmek ve kompost yapmak (doğal atıkların geri dönüştürülebilmesi ve toprağın yeniden zenginleştirilebilmesi) çevreye karşı olumsuz etkileri azaltır.

  1. Kalori Alımını Sınırlandırın

İhtiyaç duyduğunuzdan daha fazla kalori tüketmek, kilo alımını ve buna bağlı hastalıkları teşvik edebilir. Dahası, daha yüksek sera gazı emisyonlarıyla bağlantılı olabilir.

3.818 Hollandalı üzerinde yapılan bir araştırma, sera gazı emisyonu daha yüksek olanların, düşük sera gazı yayan diyetleri uygulayanlara göre yiyecek ve içeceklerden daha fazla kalori tükettiklerini göstermiştir.

Aynı şekilde, 16.800 Amerikalı üzerinde yapılan bir araştırma, daha yüksek sera gazı emisyonuna sahip kişilerin, daha düşük emisyona sahip insanlardan 2,5 kat daha fazla kalori tükettiklerini kaydetmiştir.

Kalori ihtiyacınız boyunuza, yaşınıza ve aktivite seviyenize bağlıdır. Çok fazla kalori tüketip tüketmediğinizden emin değilseniz, bir diyetisyene danışabilirsiniz.

Kalori alımınızı düşürmek için şeker, gazlı içecek, fast food ve unlu mamuller gibi besin açısından fakir, kalori açısından zengin gıdaları azaltmak yararlı olacaktır.

  1. Yerel Satıcıları tercih Edin

Yerel satıcıları desteklemek, karbon ayak izinizi azaltmanın çok iyi bir yoludur. Yerel satıcılardan alışveriş yapmak; uzak mesafelere taşınan gıdaya olan bağımlılığınızı azaltır, taze meyve ve sebze alımınızı artırarak karbon emisyonlarınızı dengelemeye yardımcı olabilir.

Mevsimi olan besinleri tüketmek ve organik yetiştiricileri desteklemek, karbon ayak izinizi en aza indirmenin farklı yollarındandır. Bunun nedeni, mevsim dışında üretilen besinlerin genellikle ithal edilmesi veya ısıtmalı seralara duyulan ihtiyacı arttırmakta bu durum da enerjiyi tüketimini arttırmaktadır.

Ayrıca, yumurta, kümes hayvanları ve süt ürünleri gibi yerel, sürdürülebilir şekilde üretilmiş hayvansal ürünlere geçiş yapmak karbon ayak izinizi azaltabilir.

Sonuç olarak diyetinizde yapacağınız bir takım değişikler karbon ayak izinizi azaltmada oldukça yardımcı olacaktır. Çevremizdekileri de bu konuda bilinçlendirmek çok önemlidir. Değişime öncelikle kendimizle başlayarak bu konuda başkalarına da örnek olabiliriz. Daha az hayvansal gıdalar tüketmek, daha az plastik kullanmak, daha çok taze ürünler tercih etmek ve gıda israfını azaltmak gibi basit değişikliklerle büyük başarılar elde edilebilir.

Kaynak: Doktor Sitesi

childthemewp.com