Kategoriler
Sağlık

Hafızayı güçlendiren 9 beslenme önerisi!

Günlük yaşam alışkanlıklarımızda köklü değişikliklere neden olan pandemi yeme alışkanlıklarımızı da etkiledi. Yaşadığımız belirsizlik ve sosyal aktivitelerin rafa kaldırılması duyusal yeme problemleriyle birlikte unutkanlığın da artmasına neden oldu. Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu, pandemi sürecinde özellikle yüksek yağ ve ilave şeker içerikli gıdalara yönelimin arttığını belirterek “Yapılan araştırmalar bu tarz beslenen kişilerin, Akdeniz diyeti ile beslenen kişilere oranla hafıza testlerinden daha kötü puan aldıklarını ve beynin hafıza bölgesi olarak adlandırılan hipokampus bölgesinin işlev bozukluğuna sebep olduğunu göstermektedir. Sağlıklı beslenme düzeninde yağ alımının azalması ve ilave şekerin neredeyse hiç kullanılmaması, vücudumuzdaki iltihabın azalmasına, vitamin ve mineral dengesizliklerinin iyileşmesine ve kolesterolü düşürerek beyin fonksiyonlarımızın da daha işlevsel hale gelmesine yardımcı oluyor.” diyor. Hafızayı güçlendirmede sağlıklı beslenmenin çok etkili olduğunu; özellikle B12, B6, B3 ve B9 (folat) vitaminleri ile magnezyum, çinko, bakır, demir, iyot, selenyum ve potasyum minerallerinin sinir iletimini düzenlediğini ve beyin işlevlerinde önemli rolü bulunduğunu vurguluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu pandemide artan unutkanlığa karşı, hafızayı güçlendirici 9 beslenme önerisini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

İlave şeker içerikli yiyecekler tüketmeyin

Araştırmalar, rutin hayatında bol miktarda şeker ve ilave şeker içerikli yiyecekleri tüketen kişilerin tüketmeyenlere kıyasla daha zayıf hafızaya ve daha düşük beyin hacmine sahip olduklarını göstermiştir. Bundan dolayı şekeri ve şekerli yiyecekleri azaltmak ve mümkünse şeker ihtiyacını meyvelerden karşılamak beyin sağlığınıza yapabileceğiniz en güzel iyiliktir. Hem şekeri azaltmak sadece hafızanıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda genel sağlığınızı da iyileştirir.

Haftada iki gün yağlı balık tüketin

Beynimizin yaklaşık yüzde 60’ı yağdan oluşurken beyin sağlığımız için özellikle yağlı balıklar da büyük önem taşıyor. Yapılan çalışmalar somon, sardalya ve ton balığı gibi yağlı balıkların ızgara veya fırın şeklinde tüketilmesinin beyindeki karar vermeyi kolaylaştıran, hafızayı güçlendiren ve duyguyu kontrol eden sinirlerin artışına katkı sağladığını göstermiştir. Aynı zamanda yeteri kadar balık tüketmek Alzheimer hastalığından ve depresyondan korunmaya da katkı sağlar. Belirsizliklerle dolu pandemi günlerinde sadece haftada 2 kez balık tüketerek ruh halimizi de iyileştirebiliriz.

Zerdeçalı günlük beslenmenize ekleyin

Zerdeçal, güçlü bir antioksidandır ve vücutta anti-inflamatuar etki göstererek sağlığın korunmasına yardımcı olur. Son zamanlarda yapılan çalışmalar; zerdeçalın beyindeki hasarı ve nöronların sinir uçlarında gerçekleşen, hücre ölümüne sebep olan amiloid plak oluşumunu engellediği bulunmuştur. Sabahları yumurtanızın üzerine, ara öğünde yoğurdunuzun içerisine, et yemeklerinde de karışık baharatlarınızla beraber rahatlıkla beslenmenize ekleyebilirsiniz.

Çiğ kuruyemiş tüketin

Fındık, badem, ay çekirdeği, ceviz ve yer fıstığı gibi çiğ kuruyemişlerin içerdikleri E vitamini sayesinde, beyin hücrelerini; serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresten korudukları ve ilerleyen yaşlarda bilişsel gerilemeyi önleme/yavaşlatma potansiyeline sahip oldukları görülmüştür. Aşırıya kaçmayarak, günde bir avuç çiğ kuruyemiş tüketebilirsiniz.

Her gün bir yumurta tüketin

Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu “Her sabah kahvaltıda 1 adet yumurta yediğinizde; B-6, B12 vitaminlerini, folik asit ve kolin gibi önemli besin öğelerini alırken; bu sayede yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi geciktirirken beynin küçülmesine de engel olabilirsiniz. Yumurta sarısında bulunan kolin, vücudumuzun ruh hali ve hafızamızı düzenlemesinde önemli bir mikro besindir.” diyor.

Rafine karbonhidratları azaltın

Pandemi ile birlikte mutfakta yeni tarifler deniyoruz ve bu tarifler daha çok kek, kurabiye, hamur işleri, ekmek ağırlıklı oluyor. Bunları yaparken de çoğunlukla beyaz un kullanıyoruz ki bu da bu tarz yiyeceklerin glisemik indekslerini yükseltiyor. Yani vücut bu karbonhidratları hızlı bir şekilde sindirerek kan şekeri seviyelerinde ani bir artışa neden oluyor. Çalışmalar, rafine karbonhidratlar açısından yüksek olan Batı diyetinin demans, bilişsel gerileme ve azalmış bilişsel işlevle ilişkili olduğunu göstermiştir.

Alkolden uzak durun

Tekrarlayan aşırı alkol tüketimleri, beyin üzerinde nörotoksik etkiler göstererek, hafıza yönetiminde rol oynayan beynimizin hipokampus bölgesine zarar verebilir. Hipokampus bölgesi zarar gördüğünde ani ve gecikmeli hafıza hatırlama testlerinde sürelerin uzadığı görülmüştür.

Çikolata tercihiniz bitter olsun

Kakao, içerisindeki flavonoidler sayesinde nöronların büyümesini uyararak ve beynin hafıza bölümlerine kan akışını arttırarak bellek performansımızın artmasına yardımcı olur. Tatlı ihtiyacı duyduğumuzda ilk önceliğimiz muz veya kuru hurma gibi bir meyve ile kakaoyu karıştırmak olabilir. Fakat çikolata yemek istiyorsak da tercihimizi en az yüzde 70 oranlı bir bitter çikolatadan yana yapmak daha sağlıklı olacaktır.

Lif alımınızı arttırın

Lif, beyin sağlığı için önemlidir çünkü beyin büyümesini destekleyen bağırsak bakterilerinin beslenmesine yardımcı olur. Prebiyotik lifler, sindirim sistemimizde iyi bakterilerin büyümesine ve gelişmesine izin verir. Prebiyotik yiyeceklerin başında muz, domates, soğan ve mercimek bulunur. Prebiyotik yiyecekler yemenin aynı zamanda depresyon, stres ve kaygıyı azaltarak zihinsel sağlığa katkı sağladığı bilinmektedir.

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Kış diyeti nasıl yapılır?

Günümüzün en yaygın problemlerinden biri olan kilo sorunu kışın daha da artar. Bahar aylarına doğru da bu kilolardan kurtulma çareleri aranır. Oysa kışın mevcut kiloyu korumanın ya da fazla kilo alımını önlemenin çok da zor olmadığını belirten Uzman Diyetisyen Meltem Tombul, kış aylarındaki kilo artışının sebeplerini ve alınabilecek önlemleri şöyle açıkladı…

Kışın neden kilo alırız?

Kışın kilo alma nedenlerimizi, havaların soğuması, evde geçirilen sürenin uzaması, günlerin kısalması-gecelerin uzaması ile akşam yemeklerinin değişiklik göstermesi (yaz aylarına göre daha ağır, sindirilmesi zor yemek seçimleri), yemek sonrası atıştırma isteğinin artması, daha kalın ve bol kıyafetler giymek. (Kilo alımı fark edilmiyor.), harekette azalma, buna bağlı olarak terlemenin azalması ve su ihtiyacının hissedilmemesi şeklinde sıralayabiliriz.

Ekmeği kesmek çözüm mü?

‘’Ekmeği kestim, hiç yemiyorum” diye düşünüyorsanız aşağıda belirttiğim besinleri gün içinde ne kadar tükettiğinize dikkat edin. Dengesiz tüketimi kilo almanıza sebep olan ekmeğin porsiyonunu eşitlik tablosuna bakarak hesaplayabilirsiniz. Şu gıdalar bir dilim ekmeğe eşittir: 1 küçük kâse/1 kepçe çorba (mercimek, şehriye, pirinç, ezogelin, un çorbası.) 3 yemek kaşığı bulgur pilavı/makarna/erişte. 2 yemek kaşığı pirinç pilavı. 4 orta boy kestane. 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi. 3 su bardağı patlamış mısır. 1 küçük boy patates. 1,5 büyük boy galeta. ¼ simit. ½ çay bardağı leblebi. NOT: Bu miktardaki yemekler ekstra 1 porsiyon (5 gram) yağ içerir.

Doğru ölçüm çok önemli

Kilo vermek kadar kiloyu doğru ölçmek de önemlidir. Bunun için evinize tartı alıp haftada bir kez tartılmalı ve kendinizi kontrol etmelisiniz. Doğru ölçüm yöntemleri ise şunlardır: Haftada yalnızca 1 kez tartılın (kilo verim döngüsü ancak tamamlanır.) Hep aynı baskülde ve yerini değiştirmeden ölçüm alın. Her ölçümde aynı kalınlıkta kıyafetler kullanın. Kadınlarda şu zamanlarda ölçüm alınması doğru değildir; reglden 3 gün önce, regl esnası, reglden 3 gün sonra.

Su içmeyi unutmayın

Kışın su tüketiminin azalması metabolizmanın yavaşlamasına sebep oluyor. Bu aylarda susama hissini beklemeden vücudumuzun ihtiyacı olduğunu hatırlayıp suyu tüketmeliyiz. Doğru su tüketim zamanları şunlardır: Uyanınca 1-2 bardak (ılık), her öğünden 1 saat önce 1-2 bardak, her öğünden 1 saat sonra 1-2 bardak, yatmadan 2,5 saat önce 1 bardak. Yapılan bazı araştırmalarda yemek esnasında tüketilen yudum yudum suyun sindirime destek olduğu ve metabolizmayı hızlandırdığı saptanmıştır. Ancak fazla tüketilen su, bireyin ihtiyacından daha az besin almasına, yetersiz ve dengesiz beslenmesine sebep olur. Su, kontrollü tüketilerek sindirime destek amacı ile içilebilir. Günlük su tüketim ihtiyacınızı Kilox35 şeklinde hesaplayabilirsiniz. Bu formül ile hesaplanan miktar yüzeysel bir miktardır. Kişinin yaşam tarzı, egzersiz türü, iş türü, hastalıkları, kullanılan ilaçlar, metabolizma hızı vb. faktörler miktarı değiştirmektedir.

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 baklagil 11

Kuru baklagil uyarısı

Kışın soğuk havalarda günlerin kısa olması sebebiyle sarf edilen enerjinin azalması ile kontrolsüz artan yeme isteği ve vücudun kendisini sıcak tutmak için kahverengi yağ dokusunu artırmaya eğilimli olmasından karbonhidrat (unlu hamur işi türünde yiyecekler ve kuru baklagil) tüketimi artış gösteriyor. Hem ekmek hem de bitkisel protein yerine geçen kuru baklagil tüketilirken yan ürün olarak pilav, makarna, erişte tüketimi de artıyor. Bu nedenle kilo artışı oluyor.

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 greyfurt

Kış detoksu

Malzemeler

■ 1/4 (çeyrek) limon

■ 1/2 (yarım) greyfurt

■ 3 adet kabukları soyulmuş ve küçük dilimlenmiş havuç

■ 2 fındık büyüklüğü kadar taze zencefil

■ 1 kase maydanoz

■ 1 büyük bardak demlenmiş beyaz veya yeşil çay

Hazırlanışı

Malzemelerin hepsini blenderden geçirin ve tüketin. (Soğuk için.)

Ulaş Utku Bozdoğan: 02 maydanoz

Nasıl tüketilmeli?

■ En fazla 4 gün boyunca tüketebilirsiniz.

■ Protein içeriği yüksek bir kahvaltı

■ Sebze yemeği içeren öğlen yemeği

■ Ardından akşam öğünü yerine bu kış detoksundan tüketebilirsiniz.

Nelere dikkat edilmeli?

1-Bulgur, pirinç, makarna ve patatesli menülerin miktarı azaltılmalı, her yemeğin yanında veya içinde yer verilmemelidir.

2-Gün aşırı kuru baklagil tüketilmemelidir.

3-Metabolizma canlandırıcı kök bitkilere sofralarda sık sık yer verilmeli. Özellikle kereviz, havuç, turp hem pişmiş hem de çiğ olarak limonla tüketilmelidir.

4-Lif oranları yüksek olan ve çok tok tutan; karalahana, beyaz lahana, brokoli, karnabahar, pırasa her yemeğin yanında mutlaka yer almalıdır.

5-Sebzeleri çiğ, buharda, fırında veya közleyerek tüketmek alışkanlık haline getirilmelidir.

6-Herhangi bir sağlık probleminiz yoksa kış aylarında vücudu arada şaşırtmak adına gün içinde ‘2 ana öğün 1 ara öğün’ yaparak kilo alımının önüne geçebilirsiniz.

4 GEÇ KAHVALTI: 10.00-11.00
4 ARA ÖĞÜN: 13.30-14.30
4 AKŞAM YEMEĞİ: 17.30-18.30

Kaynak: Doktor Sitesi

Kategoriler
Sağlık

Emzirme döneminde nasıl beslenilmelidir?

Emziren anneler hem kendi vücutlarındaki besin depolarını dengede tutabilmek hem de salgıladıkları sütün içerisindeki enerji, protein, vitamin ve mineralleri karşılayabilmek için yeterli ve dengeli beslenmelidir.

Emziklilik döneminde anneleri en çok endişelendiren konulardan birisi sütlerinin bebeklere yetip yetmeyeceğidir. Yeterli ve dengeli beslenme, anne sütünün miktarını etkileyen en önemli etkenlerden birisi olmakla birlikte; bebeği sık aralıklarla emzirmek, yeterli miktarda sıvı tüketmek, dinlenmek ve stresten uzak kalmaya çalışmak da süt üzerinde olumlu etki yaratacaktır.

Emzirme döneminde sıvı ihtiyacı artacağından dolayı günde 2,5-3 litre su tüketilmelidir. Suyun yanı sıra besin değeri açısından zengin olan süt ve doğal meyve suyu, sıvı ihtiyacının ve besin öğesi gerekliliklerinin karşılanabilmesi için tüketilmelidir.

Annenin kalsiyum depolarının yeterli düzeyde olabilmesi için süt grubunun tüketimi artırılmalı, emziren anneler süt grubu besinleri günde 3 porsiyon olacak şekilde tüketmelidir.

Emzirme döneminde proteinlerin düzenli olarak tüketilmesi çok önemlidir. Bu sebeple et, süt, balık ve yumurta tüketimine özen gösterilmeli, besinlerin yeterince pişmiş olmasına dikkat edilmelidir.

Yumurta örnek protein olması ve yağ profili açısından emziren annelerin günlük yeme düzeninde mutlaka yer almalıdır.

İyotlu tuz bebeğin beyin gelişimi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmasından dolayı tuz kısıtlamasını gerektirecek bir durum yoksa iyotlu tuz kullanılmalıdır.

Emzirme sürecinde kemiklerdeki D vitamini süt aracılığı ile bebeklere geçmekte ve annenin vücudundaki D vitamini seviyesi düşmektedir. Fakat bu miktar bebeğe yetecek seviyede değildir. Bu sebeple anneler bebekleri ile birlikte her gün 15-20 dakika açık havaya çıkmalı ve güneşi değerlendirmelidir.

Emziklilik döneminde asitli içecekler, alkol, sigara ve zararlı diğer etkenlerden kaçınılmalıdır. Yapılan birçok çalışmada nikotinin süt üretimini azalttığı ortaya çıkarılmıştır. Hazır besinler, işlenmiş ürünler ve paketli atıştırmalıklar mümkünse hiç tüketilmemelidir.

Unutmamalıdır ki; anneler bedenen ve ruhsal olarak kendini iyi hissetmezse bu durum bebekler üzerinde de etkiye yol açar.

Kaynak: Doktor Sitesi